
Haberler maalesef hiç de iyi değil. Doğa için mücadele eden, yeşilin ve mavinin koruyucusu olan Başak Clarke'ı kaybettik. Kanserle olan amansız savaşında son nefesini verdi. Geride ise binlerce insana dokunan bir miras bıraktı.
Kimdi bu kadın? Sadece bir aktivist mi? Hayır. O, doğanın sesiydi. İngiltere'de yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, çevre bilincini herkese aşılamaya çalıştı. Sosyal medyayı bir silah gibi kullandı—doğa katliamlarına karşı sesini yükseltti, insanları bilinçlendirdi.
Kanser Teşhisi ve Değişen Hayat
Her şey kanser teşhisiyle değişti. Ama o pes etmedi. Tam tersine—mücadelesini daha da büyüttü. Tedavi sürecinde bile doğa için savaşmaya devam etti. Belki de bu yüzden onun hikayesi bu kadar çok insana dokundu.
Doktorların dediğine göre, son zamanlarda durumu ağırlaşmış. Yoğun bakıma alınmış. Ailesi ve sevenleri yanındaymış. Ama maalesef kurtarılamamış.
Sosyal Medyadan Yükselen Ses
Instagram'da onu takip edenler bilir—paylaşımları hem hüzünlü hem de umut doluydu. Doğa fotoğrafları, çevre temalı sözler, bazen de tedavi sürecinden kareler... Hepsi bir bütündü onun için. Yaşamak ve yaşatmak.
Sevenleri şimdi sosyal medyada başsağlığı mesajları paylaşıyor. Kimisi "doğanın artık bir sesi eksik" diyor, kimisi "melek oldu" diye ekliyor. Acı ortak.
Peki ya şimdi? Onun bıraktığı yerden devam etmek gerek. Doğaya sahip çıkmak, en azından onun anısına bir fidan dikmek... Belki de en güzel vefa bu olur.
Başak Clarke'ın cenazesi doğduğu topraklara, Türkiye'ye getirilecekmiş. Ailesi, sevenlerine bu zor günde yanlarında oldukları için teşekkür etti. Acıları paylaştıkça hafifliyor belki de.