
Şu acımasız gerçeği kabullenmenin zamanı geldi: Anoreksiya nervoza, modern çağın en sinsi katillerinden biri. Her yıl, tıpkı bir kar tanesi gibi hafif görünen ama yıkıcı etkileri olan bu hastalık, binlerce insanı adeta yutuyor.
Rakamlar Dehşet Verici!
Dünya Sağlık Örgütü'nün son verileri, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Her 100 gençten 3'ü bu illetle boğuşuyor - ki bu, bir sınıf dolusu çocuk demek! Üstelik vakaların %20'si maalesef hayatını kaybediyor.
"Ama ben kontrol edebilirim" diyenlerdenseniz, şunu söyleyelim: Bu hastalık, en güçlü iradeleri bile çökertiyor. Adeta bir örümcek ağı gibi yavaş yavaş sarmalıyor kurbanlarını.
Sosyal Medya: Güzellik Algısının Celladı
Instagram'da gördüğünüz o 'mükemmel' vücutların %90'ı ya photoshop ya da genetik şans eseri. Ama biz yine de kendimizi o imkansız standartlarla kıyaslamaya devam ediyoruz. Ne ironik değil mi?
- Filtreler gerçek değil
- 'İdeal' diye bir şey yok
- Her beden güzeldir
Psikolog Dr. Ayşe Kaya'nın dediği gibi: "Kilo vermekle değil, kendinizle barışmakla başlamalı her şey." Ne kadar da doğru!
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Eğer siz de "Bir kilo daha versem..." diye düşünüyorsanız, alarm zilleri çalıyor demektir. İşte bazı uyarı işaretleri:
- Sürekli tartılmak
- Yemekleri küçük parçalara ayırmak
- Yemek saatlerinden kaçmak
Unutmayın: Yardım istemek zayıflık değil, cesaret işidir. Tedavi mümkün - ama önce kabullenmek gerekiyor.
Bu yıkıcı algıyı değiştirmek hepimizin elinde. Gerçek güzellik, sağlıktır. Bunu asla unutmayalım!