O korkunç günün üzerinden aylar geçti ama yaralar hâlâ taze. İnsanın içini burkan o anlar... Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Göktaş'ın paylaştığı veriler ise en azından bir konuda içimizi rahatlatıyor.
Tam 252 vatandaşımız. Evet, yanlış duymadınız. Depremin psikolojik fırtınasına kapılan 252 canımıza uzman psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan ekipler ulaştı. Bakanlık, adeta bir can simidi uzattı.
Sahada Yoğun Mesai
Göktaş'ın açıklamalarına göre olay yerinde hummalı bir çalışma var. Psikososyal destek ekipleri sahada tam anlamıyla seferber olmuş durumda. Bakan'ın ifadesiyle, "Her bir vatandaşımız için ne gerekiyorsa yapıyoruz" diyorlar ve bu sözler boşa çıkmıyor.
Aslında düşününce... Deprem sadece binaları yıkmıyor. İnsanların iç dünyalarında da derin çatlaklar oluşturuyor. İşte tam da bu noktada devreye giren psikososyal destek, en az fiziki yardım kadar kritik önem taşıyor.
Zamanlama Her Şeydir
Afet sonrası psikolojik ilk yardım denilen bir şey var. Ve görünen o ki ekipler bu konuda oldukça hızlı davranmış. Travma sonrası stres bozukluğu gibi durumların önüne geçmek için erken müdahalenin ne kadar hayati olduğunu uzmanlar sık sık vurguluyor zaten.
Bakanlık yetkililerinin üzerine basa basa söylediği bir diğer nokta da şu: Destek çalışmaları sadece bugünle sınırlı değil. Orta ve uzun vadede de vatandaşlarımızın yanında olacaklarının altını çiziyorlar. Bu, gerçekten umut verici.
Şöyle bir etrafa baktığımızda... Hayat yeniden kurulmaya çalışılıyor. Ve bu yeniden inşa sürecinde ruhsal sağlamlık, en az betonarme yapılar kadar önemli. 252 rakamı belki küçük görünebilir ama her birinin arkasında bir insan, bir hikaye var. Ve onlara uzatılan bu el, belki de hayatlarının dönüm noktası olacak.
Sonuçta, afetler gelip geçici. Ama insanın insana olan şefkati kalıcı. Görünen o ki bu zor günlerde kimse yalnız bırakılmayacak.
