Günlük hayatın ve iş yaşamının giderek dijitalleşmesi, bireyleri sürekli çevrimiçi olmaya zorlarken, uzmanlar bu durumun yarattığı sağlık risklerine karşı uyarıyor. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, özellikle genç nesilde günde 10 saati bulan telefon ve sosyal medya kullanımının bir salgın haline geldiğini belirterek, dikkat dağınıklığı, kronik stres, uyku sorunları ve karar yorgunluğuna karşı "dijital detoksun" bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.
Dikkat Ekonomik Bir Güç Haline Geldi
Prof. Dr. Gül Eryılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekran başında geçirilen sürenin artmasıyla birlikte birçok zihinsel sorunun hızla yayıldığını ifade etti. Modern yaşamın sürekli uyarılma hali ve sosyal medya akışının, beynin dinlenme ve toparlanma döngüsünü bozduğunu kaydeden Eryılmaz, "Dikkatinizi nereye verdiğiniz, sizin kim olduğunuzu belirler" dedi.
Eryılmaz, dijital teknolojilerin bireylerin dikkatini neredeyse yönettiğini, bu nedenle dijitalden uzaklaşmanın ve telefonu kapatmanın bir zaruret haline geldiğini vurguladı. "Bu dijital çağda dikkatinize sahip çıkmanız demek beyninizi korumanız demek" diyen uzman, insanlarda artan "karar yorgunluğuna" dikkat çekti. Dikkatin duygu düzenleme, hafıza ve bellek için kritik olduğunu belirten Eryılmaz, "Beyin sağlığı için nasıl su içmek zaruri bir şeyse, dijital teknolojilerden uzak durmak da bu derece önemli" ifadelerini kullandı.
İş ve Özel Yaşam Dengesi İçin Sınırlar Konulmalı
İş hayatının dijitalleşmesiyle birlikte sürekli çevrimiçi olma zorunluluğunun arttığını belirten Prof. Dr. Eryılmaz, bu konuda hem işverenlerin hem de çalışanların dikkatli olması gerektiğini söyledi. Düzensiz mesai saatleri ve sınırların belirsizleşmesinin beynin zaman algısını bozduğunu aktaran Eryılmaz, "Zamanı algılayabilmemiz için sınır koymamız gerekir. Belli saatte teknolojiden uzak durup paydos saatini zihnimize koyabilirsek her şeyi daha iyi yönetiriz" değerlendirmesinde bulundu.
Dijital bağımlılığın en önemli etkilerinden birinin "dikkatsizlik" olduğunu ve bunun bireyleri haz odaklı bir yaşama sürüklediğini kaydeden Eryılmaz, dikkatin giderek daha değerli bir meta haline geldiğini, şirketlerin bireylerin dikkatini satın aldığını belirtti. İşverenlere de seslenen Eryılmaz, "Mutlaka dijital detoksun her yere sirayet etmesi bir zaruriyettir. Çünkü beyinde küçülmelere yol açabilecek kadar ciddi bir durumdan bahsediyoruz" uyarısını yaptı.
Pratik Öneriler: Offline Zamanlar Yaratın
Prof. Dr. Gül Eryılmaz, dijital bağımlılığa karşı tüm yaşamı kapsayan bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini söyleyerek şu önerilerde bulundu:
- Sabah saatlerinde ve yatmadan önce dijital ortamlardan uzak durulmalı.
- Online olduğumuz kadar offline zamanların dengesi de kurulmalı ve bu zamanlar kişiye özel aktivitelerle doldurulmalı.
- Sosyal bağlar güçlendirilmeli, hobilere ve hayata bağlayan canlı ilişkilere zaman ayrılmalı.
- Uyku düzenine dikkat edilmeli, sadece uyanmak için değil, uyumak için de alarm kurulmalı.
- İnsanlar, belirli saatlerden sonra mesajlara bakmama gibi kişisel sınırlar koyarak bu kuralları içselleştirmeli.
Eryılmaz, "Mutlaka dijital teknolojiyle kurduğumuz ilişkiyi yeniden revize etmek gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı. Uzmanın açıklamaları, 3 Aralık 2025 tarihinde kamuoyu ile paylaşıldı.