Depresyon... Modern çağın belki de en sinsi hastalığı. İnsanı yavaş yavaş içten kemiren, ama dışarıdan pek belli olmayan bir savaş. İşte tam da bu noktada, 'Hayata Varım' projesi sessiz çığlıklara kulak vermek için harekete geçti.
Aslında durum hiç de azımsanacak gibi değil - düşünsenize, her dört kişiden biri hayatının bir döneminde bu illetle boğuşuyor. Ama gelin görün ki, toplum olarak hâlâ "Kendini topla!" demekten öteye gidemiyoruz çoğu zaman.
Peki Nedir Bu Hayata Varım?
Projenin temelinde, insanlara "Yalnız değilsin" diyebilmek yatıyor. Öyle ki, ruhsal sıkıntıların üzerini örtmek yerine, onları konuşabilmek, paylaşabilmek esas hedef. Çünkü biliyoruz ki, paylaşılan her acı yarı yarıya azalır.
Şöyle bir düşünün: Kaçımız gerçekten "Bugün moralim çok bozuk" diyebiliyoruz iş yerinde? Ya da kaçımız arkadaşımıza "Son zamanlarda kendimi çok kötü hissediyorum" itirafında bulunabiliyoruz? İşte bu proje tam da bu duvarları yıkmak için var.
Somut Adımlar ve Hedefler
- Toplumun her kesimine ulaşabilmek için kapsamlı eğitim programları
- Psikolojik destek mekanizmalarını güçlendirme çalışmaları
- Önyargıları kırmaya yönelik bilinçlendirme kampanyaları
- Ücretsiz danışmanlık hizmetleri ve destek hatları
Aslında mesele sadece depresyon değil tabii. Anksiyete, panik atak, sosyal fobi... Liste uzayıp gidiyor. Hepsinin ortak noktasıysa, konuştukça hafifleyen, paylaştıkça küçülen yükler olmaları.
Belki de en önemli nokta şu: Ruhsal sıkıntılar bir zayıflık göstergesi değil. Tıpkı fiziksel hastalıklar gibi, tedavi gerektiren durumlar. Kim migreni için doktora gidince "Aman be, biraz dayan!" demiyorsa, depresyon için de aynı şey geçerli olmalı.
Proje kapsamında, insanların kendi içsel yolculuklarında yalnız olmadıklarını hissetmeleri sağlanıyor. Çünkü biliyoruz ki, bazen sadece birinin "Seni anlıyorum" demesi, en ağır yükleri hafifletebiliyor.
Sonuçta hepimiz insanız değil mi? Zorlanmak, üzülmek, bazen pes etmek istemek... Bunlar insan olmanın doğal parçaları. Önemli olan, bu zor anlarda el uzatabileceğimiz mekanizmaların var olduğunu bilmek.
Hayata Varım projesi de işte tam bu noktada devreye giriyor - insanlara sadece hayatta değil, hayatın içinde var olduklarını hatırlatmak için.