
Tam 45 yıl geçti aradan, ama o kara günün hatırası hâlâ taze. 12 Eylül 1980... Türkiye'nin demokrasiye ara verdiği o acı dönemin yıl dönümünde, Meclis'in en üst makamından sesler yükseldi. Ve ne sesler!
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, adeta bir demokrasi manifestosu yayınladı. "Artık yeter!" dedi. "Bu millet, bir daha asla darbelere yenik düşmeyecek."
Geçmişin İzleri, Geleceğin İnşası
Kurtulmuş'un konuşması, sadece bir anma mesajı değildi. Daha ziyade, tarihle hesaplaşma ve geleceğe dair sağlam taahhütler içeren bir beyandı. Şöyle diyordu: "12 Eylül, milletimizin iradesine vurulmuş en ağır darbelerden biridir. Bugün, o karanlık günleri lanetlerken, aynı zamanda demokrasimizin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz."
Peki ya sonrası? İşte asıl mesele burada başlıyor. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Darbecilere, darbe teşebbüsünde bulunanlara, darbe zihniyetini benimseyenlere asla geçit vermeyeceğiz. Bu millet, 15 Temmuz'da olduğu gibi, her zaman iradesine sahip çıkacaktır."
Yeni Anayasa Çağrısı: Artık Zamanı Geldi!
Belki de konuşmanın en can alıcı kısmı buradaydı. Kurtulmuş, açıkça yeni bir sivil anayasanın gerekliliğine vurgu yaptı. "Yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacımız var" dedi. "Bu, sadece bir metin değişikliği değil, zihniyet dönüşümüdür."
Ve ekledi: "Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan, özgürlükçü, demokratik, insan onurunu merkeze alan bir anayasa... İşte hedefimiz bu olmalı."
Bu sözler, siyaset koridorlarında hemen yankı buldu. Kimileri "Nihayet!" derken, kimileri de "Acaba bu sefer olur mu?" diye soruyor.
Demokrasi Nöbeti: Geçmişten Ders Almak
Kurtulmuş'un konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta, demokrasi bilincinin sürekliliği vurgusuydu. "Demokrasi, sadece seçimlerden ibaret değildir" diye belirtti. "Her an nöbette olmalıyız. Geçmişte yaşananlar, bize bu nöbetin ehemmiyetini öğretmiştir."
Bu, aslında hepimizin kulaklarına küpe olması gereken bir uyarı. Demokrasi, sandığa gidip gelmekten çok daha fazlası. Yaşayan, nefes alan ve korunması gereken bir değerler bütünü.
Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Türkiye, gerçekten yeni bir anayasaya hazır mı? Yoksa bu, bir siyasi rüyadan mı ibaret?
Numan Kurtulmuş, sözlerini umutla bitirdi: "Geleceğe emin adımlarla yürüyeceğiz. Çünkü bu millet, demokrasiye olan inancını asla yitirmeyecek."
45 yıl sonra bile, 12 Eylül'ün acıları hâlâ taze. Ama belki de bu acılar, daha güçlü bir demokrasi inşa etmemiz için bize yol gösteriyor. Kim bilir?