Sivil Anayasa Nedir? Halkın İradesiyle Şekillenen Yeni Bir Sistem Mümkün mü?
Sivil Anayasa: Halkın İradesiyle Yeni Bir Sayfa

Ankara'da dillere pelesenk olan bir soru var son günlerde: "Gerçekten halkın sesini duyan bir anayasaya hazır mıyız?" Sivil anayasa kavramı, siyaset sahnesinde yeniden alevlenen tartışmalarla gündemdeki yerini koruyor.

Halkın Kaleminden Yazılacak Bir Metin

Uzmanların dilinde dolaşan tanıma göre sivil anayasa; akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve -en önemlisi- sokaktaki vatandaşın fikirleriyle şekillenen bir metin demek. Yani tepeden inme değil, tabandan yükselen bir irade.

Şöyle bir düşünsenize: Mahalle kahvesindeki amcanın, üniversite kantinindeki gencin, tarlasında çalışan çiftçinin söz hakkı olduğu bir süreç... Belki de demokrasinin en saf hali bu olurdu, ne dersiniz?

Tarihten Bugüne Anayasa Yolculuğu

  • 1921: Kurtuluş Savaşı'nın gölgesinde doğan ilk metin
  • 1961: Darbe sonrası hazırlanan 'vesayet kokulu' metin
  • 1982: Yine askeri müdahalenin gölgesinde...

Şimdilerde ise bambaşka bir sayfa açılıyor sanki. (Ya da açılacak mı acaba?) Siyaset bilimciler, halkın doğrudan katılımıyla hazırlanacak bir anayasanın demokratik olgunluğumuzu kanıtlayacağı konusunda hemfikir.

Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

İşin uzmanlarına kulak verdiğimizde karşımıza çıkan adımlar:

  1. Geniş katılımlı bir kurucu meclis oluşturmak
  2. Her kesimin görüşünü alacak şeffaf bir süreç yürütmek
  3. Halk oylamasına sunmadan önce uzun uzun tartışmak

Ankara'daki bir hukuk profesörünün dediği gibi: "Anayasa yapmak marangozluk değildir, ortak aklın eseri olmalıdır." Belki de tam da bu yüzden, sivil anayasa fikri her geçen gün daha fazla destek buluyor.

Peki ya sizce? Halkın doğrudan söz sahibi olduğu bir anayasa, ülkemiz için yeni bir başlangıç olabilir mi? Yoksa bu sadece güzel bir hayal mi? Cevap, önümüzdeki günlerde şekillenecek gibi görünüyor...