Telefon çaldığında, Ankara'daki o bildik yoğun günün ortasındaydı herkes. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tam da beklenen o tarihi andı bu. Makinesini eline aldı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aradı. Heyecanı hissediliyordu sesinden adeta.
"Sayın Cumhurbaşkanım" diye başladı söze Bahçeli, "sizi candan tebrik ediyorum." Bu kadar basit görünebilirdi belki dışarıdan, ama her kelimesi yüklüydü anlamla. Türk milletinin iradesinin tecelli ettiğini vurguladı öncelikle. Sandıktan çıkan sonucun sadece bir rakamlar yığını olmadığını, milletin güçlü duruşunun kanıtı olduğunu anlattı uzun uzun.
Tarihi Bir Dönemeçte Kritik Diyalog
Konuşmanın en çarpıcı kısmı ise Bahçeli'nin "tarihi başarı" vurgusuydu. Şöyle diyordu: "Cumhurbaşkanım, sergilediğiniz liderlik ve aziz milletimizin size olan güveni, bu sonucun temel taşı oldu." Kelimeleri özenle seçiyordu, her biri adeta tartılıyordu.
Erdoğan'ın yanıtı ise -kim bilir- belki de gülümsemeyle karşılanmıştı. İki lider arasındaki bu telefon trafiği, aslında çok daha büyük bir resmin parçasıydı. Siyasetin soğuk yüzüne inat, samimi bir diyalog bu. Heyecanlıydı evet, ama aynı zamanda derindi.
Millet İradesinin Zaferi
Bahçeli'nin üzerinde özellikle durduğu bir nokta vardı: "Milletimizin iradesi"... Bunu en az üç kez farklı şekillerde ifade etti konuşmasında. Demek ki altını çizmek istediği buydu. Sandığa giden her vatandaşın aslında neyi temsil ettiğini anlatıyordu sanki.
Ve sonunda -neredeyse bir vecize gibi- şu cümle döküldü dudaklarından: "Bu başarı, sizin liderliğiniz ve milletimizin size olan sarsılmaz güveninin eseridir." Kısa ama öz. Yirmi yılı aşkın siyasi tecrübenin özeti gibiydi adeta.
Telefon kapanırken, Ankara'da yeni bir gün başlıyordu aslında. Ama bu konuşmanın yankıları ise -kesinlikle- çok daha uzun süre devam edecek gibi görünüyor.
