Tam yüz yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde filizlenen bir rüya, bugün tüm ihtişamıyla ayakta. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı, bu tarihi dönüm noktasında duygu yüklü ifadelere yer verdi.
Bakan Fidan'ın kaleminden dökülen satırlar, sadece bir kutlama metninden çok daha fazlasını taşıyor. Adeta bir asrın hikayesini anlatıyor. "Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını büyük bir gurur ve coşkuyla kutlarken" diye başlıyor cümleler ve devam ediyor: "Bu anlamlı günde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle yad ediyoruz."
Yüzyıllık Yolculuk ve Dış Politika Vizyonu
Fidan'ın mesajında dikkat çeken detaylardan biri de -inanılmaz bir şekilde- Türk diplomasisinin bu uzun soluklu serüvendeki rolüne vurgu yapması. Tam yüz yıldır dünya sahnesinde Türkiye'yi temsil eden bu kurum, adeta ülkenin dışa açılan penceresi olmuş.
Şöyle diyor Bakan: "Türkiye'nin uluslararası alanda saygın bir konuma ulaşmasında, Dışişleri Bakanlığımız ve çalışanları büyük emek sarf etmiştir." Bu ifadeler, aslında görünmeyen kahramanlara bir selam niteliğinde.
Geleceğe Bakış: Hedefler ve Hayaller
Gelecek için ne mi söylüyor? "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Türkiye'yi hak ettiği yere taşımak için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz." Bu cümle, sıradan bir taahhütten çok daha fazlası - adeta bir yemin gibi.
Peki ya vatandaşlara mesaj? Orada da duygusal bir ton hakim: "Bu bayram hepimize kutlu olsun!" diye bitiriyor. Kısa, öz, ama yüreklere işleyen bir temenni.
Aslında düşününce... Tam bir asır geçmiş. O günlerde hayal edilenler, bugün gerçek olmuş. Bakan Fidan'ın mesajı da bu gerçeğin altını çiziyor. Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değil, bir ruh, bir kimlik, bir varoluş mücadelesinin ta kendisi.
Ve işte bu yüzden, her 29 Ekim'de yüreğimiz bir başka atıyor. Çünkü biliyoruz ki; bu bayram, sadece geçmişi anmak değil, geleceği inşa etme iradesinin de simgesi.
