Çanakkale… Tarihin destanlarla yazıldığı, her karış toprağında kahramanlık hikayelerinin gizlendiği bu topraklar, bugün yine tarihi bir ana tanıklık etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunc, bu anlamlı yerde, mikrofonların önüne geçti ve kelimeleri adeta birer mermi gibi çıktı ağzından. Her biri, geçmişin karanlık sayfalarına saplanacak türdendi.
«Bir daha asla!» diye haykırdı adeta, sesindeki o kararlı tonla. Milletin iradesinin artık çelikten bir duvar gibi yükseldiğini, onu aşmanın, geçmenin mümkün olmadığını anlattı. Darbe girişimlerinin, kalkışmaların artık bu topraklarda tutunamayacağının altını çizdi. O eski, karanlık günleri tarihin tozlu raflarına gömdük. Hem de bir daha çıkmamak üzere.
15 Temmuz: Milletin Zafere Uyanışı
Konuşmasının odak noktası, hiç şüphesiz 15 Temmuz oldu. O geceyi «milletin karanlığa meydan okuduğu, tankların bile ezip geçemediği bir irade zaferi» olarak nitelendirdi Bakan Tunc. İnsanların sadece silahlarla değil, yürekleriyle de savaştığını vurguladı. «O gece, bu millet, sadece bir darbeyi değil, aynı zamanda boynuna vurulmak istenen prangaları da paramparça etti» ifadelerini kullandı.
Peki, nasıl başardık bunu? Cevabı net: Tek yürek olarak. Bölünmez bir bütün halinde. Bu, sıradan bir söylem değil, yaşanmışlığın ta kendisi.
Yargı Reformu ve Demokrasi Vurgusu
Bakan Tunc’un üzerinde durduğu bir diğer kritik nokta ise yargı reformları ve güçlü demokrasi vurgusuydu. Adalet sisteminin, milletin temel teminatı olduğunu belirterek, «Hukukun üstünlüğünü sağlamak, demokrasimizin olmazsa olmazıdır» dedi. Yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının, her şeyden önce geldiğinin altını çizdi.
Bu reformlar sadece kağıt üzerinde kalan maddeler değil. Hayat buluyor, hayat değiştiriyor. İnsanların adalet duygusuna yeniden kavuşmasını sağlıyor. Bu, oldukça önemli.
Çanakkale’de yapılan bu konuşma, sadece bir açıklama değil, aynı zamanda geleceğe yönelik güçlü bir mesaj niteliği taşıyor. Türkiye, artık darbelerle anılan bir ülke değil; demokrasisiyle, milletinin iradesiyle öne çıkan bir ülke. Bakan Tunc’un da dediği gibi, «Dünü gömdük, yarını inşa ediyoruz.»
