Bakanın söyledikleri gerçekten düşündürücü. Bir an düşünün - yurtdışına çıkıyorsunuz ama amacınız kesinlikle turistik değil. Tam tersine, oraya hizmet götürmek için gidiyorsunuz. İşte bakanın yaptığı açıklama tam da bu noktaya parmak basıyor.
"Biz buraya turist olarak gelmedik" diyor bakan, sesinde kararlı bir tonla. "Hizmet etmeye geldik." Bu sözler öyle sıradan bir açıklama gibi durmuyor. Aksine, meselenin özünü anlatıyor adeta.
Görevin Önceliği Net
Orada bulunma nedenleri son derece ciddi. Turizm değil, tamamen resmi görev odaklı bir ziyaret bu. Sanki şunu demek istiyor: "Boş vakit geçirmeye değil, iş yapmaya geldik."
Bu arada şunu da eklemek lazım - bakanın vurguladığı gibi, her yurtdışı seyahati elbette tatil anlamına gelmiyor. Kimi zaman da sorumluluklar peşinde koşmak, ülkenin çıkarları doğrultusunda çalışmak gerekiyor.
Asıl Mesele Hizmet
Ziyaretin temel amacı net: Hizmet. Evet, yanlış duymadınız. Turistik gezi değil, tamamen hizmet odaklı bir program. Bakanın altını çizdiği gibi, orada olmalarının tek nedeni bu.
Peki neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti? Belki de yurtdışı ziyaretlerinin sadece turizm amaçlı olduğu yönündeki yaygın kanıyı kırmak istedi. Ya da belki de görevin ciddiyetini vurgulamak...
Sonuçta, bir bakanın yurtdışı seyahati dediğinizde akla ilk gelen şey toplantılar, görüşmeler, resmi temaslar olmalı. Bakan da tam olarak bunu anlatmaya çalışıyor gibi.
Düşünsenize - otele yerleşip dinlenmek yerine, belki de arka arkaya toplantılar, yoğun bir çalışma temposu. İşte bakanın bahsettiği ruh hali bu olsa gerek.
Aslında bu açıklama, kamu görevlilerinin yurtdışı ziyaretlerine farklı bir perspektiften bakmamızı sağlıyor. Her seyahat tatil değil, bazen de fedakarlık gerektiren görevler olabiliyor.
Velhasıl, bakanın sözleri oldukça net: Turist değiller, hizmetkarlar. Ve bu ayrım, her şeyden önemli görünüyor.
