İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan adeta bomba gibi bir açıklama geldi. CHP'li bazı siyasetçilerin son dönemdeki söylemlerinin, ülkenin demokratik siyaset zeminini ciddi anlamda tahrip ettiğini belirten Altun, bu durumun endişe verici boyutlara ulaştığını ifade etti.
Aslında olan biteni anlamak hiç de zor değil. Siyaset sahnesinde son zamanlarda yaşanan gerilimler, demokrasimizin temel taşlarını sarsacak nitelikte açıklamalara sahne oluyor. Altun'un da altını çizdiği gibi, bu tür söylemler sadece günlük siyasi çekişmelerden ibaret değil - uzun vadede demokratik kültürümüze zarar veriyor.
Demokrasi İçin Kritik Uyarı
Fahrettin Altun'un sözleri öyle sıradan bir siyasi eleştiriden çok daha fazlasını taşıyor. Kendisi, "demokratik siyaset zeminini tahrip eden" bu açıklamaların, ülkenin siyasi istikrarı açısından ciddi riskler oluşturduğunu vurguluyor. Peki ne yapmalı?
Şöyle bir etrafa baktığımızda, siyasi dilin giderek kırıcı bir hal aldığını görmek mümkün. Oysa demokrasi denilen şey, farklı görüşlerin bir arada yaşayabilme becerisinden başka nedir ki? Altun'un da işaret ettiği nokta tam olarak bu: Siyaset arenasında herkes söylemlerine dikkat etmeli.
Sorumluluk Çağrısı
İletişim Başkanı'nın mesajı oldukça net. Siyasetçilerden, özellikle de muhalefet kanadında yer alan isimlerden, daha sorumlu bir dil kullanmalarını bekliyor. Çünkü unutmamak gerekir ki - siyasi söylemler toplumsal barışı doğrudan etkiliyor.
Belki de şu soruyu sormak lazım: Siyaseti bir savaş alanı gibi mi görmeliyiz, yoksa farklılıklarımızla birlikte yaşamanın yollarını mı aramalıyız? Altun'un uyarıları aslında bu ikinci seçeneğin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, demokratik siyasetin sağlıklı işleyebilmesi için her kesimin üzerine düşeni yapması gerekiyor. İletişim Başkanı'nın bu çıkışı, tam da bu noktada anlam kazanıyor. Umarım tüm siyasi aktörler bu mesajı dikkate alır.
