Kim derdi ki, siyasi kariyerine başladığı dönemde keskin bir muhalif olan Erdal İnönü'nün anma töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı göreceğiz? Ama işte oldu - tam da İnönü'nün vefatının 20. yılında, tarih bize yeni bir sürpriz sundu.
Şişli'deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen etkinlik, beklenmedik bir ziyaretle sarsıldı. Kapıdan giren ismi görünce salondaki herkes adeta nefesini tuttu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte sessizce salona girdi ve protokoldeki yerini aldı.
Tarihi Konuşmada Vefa Mesajları
"Bazı insanlar vardır, siyasi görüşleriniz ne olursa olsun saygı duyarsınız." diye başladı Erdoğan konuşmasına. "İşte Erdal İnönü beyefendi de bu nadir isimlerden biriydi. Onun bilim adamı kimliği, siyasetçiliğinin önüne geçmişti aslında."
Konuşma sırasında salonda çıt çıkmıyordu. Erdoğan'ın İnönü'nün fizik alanındaki başarılarından bahsetmesi, ardından siyasetteki centilmenliğini vurgulaması - her cümle tarihe not düşülüyor gibiydi. "Türk siyasetine kattığı nezaket ve uzlaşma kültürü asla unutulmayacak" dedi, sesi duygulanarak.
Aileden Duygusal Tepkiler
Erdal İnönü'nün kızı Prof. Dr. Ayşe İnönü'nün yüzündeki şaşkınlık ve duygu seli görülmeye değerdi. Babasının anısına gösterilen bu beklenmedik ilgi karşısında gözleri doldu. "Hiç beklemiyorduk" derken sesi titriyordu, "ama bu vefa gösterisi bizi çok mutlu etti."
Salondaki diğer aile üyeleri ve yakın arkadaşlar da aynı duyguları paylaşıyordu. Kimi şaşkın, kimi mutlu, kimi de -itiraf edelim- biraz tedirgindi. Sonuçta siyaset denen o tuhaf dünyada böyle anlar pek sık yaşanmıyor.
Bilim ve Siyasetin Nadir Kesişimi
Erdoğan'ın konuşmasının en çarpıcı yanlarından biri de İnönü'nün bilim insanı kimliğine yaptığı vurguydu. "Fizik profesörü olarak ülkemize kattığı değerler" dedi, "siyasi mücadelesinden çok daha kalıcı oldu aslında."
ODTÜ rektörlüğünden başbakan yardımcılığına uzanan o ilginç kariyer yolculuğu - işte Türkiye'nin modernleşme serüveninin ta kendisi. Ve Cumhurbaşkanı'nın bu yolculuğu selamlaması, belki de hepimizin unuttuğu bir şeyi hatırlattı: Siyasetin aslında ne kadar insani olabileceğini.
Tören bitip de Erdoğan çıkarken, salondaki herkes ayaktaydı. Kimi saygıdan, kimi şaşkınlıktan, kimi de -neden olmasın- biraz da umuttan. Çünkü siyasetin bu kadar sertleştiği bir dönemde, böyle bir vefa gösterisi herkese iyi geldi.
Belki de Erdal İnönü'nün en büyük mirası buydu: İnsanları, görüşleri ne olursa olsun, bir araya getirebilmek. Ve 20 yıl sonra bile olsa, bu mirasın hala yaşadığını göstermek.
