İstanbul'da geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, sosyal medyanın sınırlarını bir kez daha gündeme getirdi. Neredeyse herkesin elinin altında olan o küçük ekranlar bazen büyük sorunlara yol açabiliyor, değil mi?
Öyle ki, sosyal medya platformlarından birinde Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaret içerikli paylaşımlar yaptığı iddia edilen bir şahıs, kolluk kuvvetlerinin dikkatini çekmeyi başardı. Aslında düşününce, insan 'keşke bu kadar ileri gitmeseydi' diyor.
Operasyon ve Yakalama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla harekete geçen ekipler, adresi tespit edilen şüpheliyi bulmak için hummalı bir çalışma yürüttü. Nihayetinde -evet, tahmin ettiğiniz gibi- şahıs İstanbul'da ikamet ettiği adreste yakalandı.
O anı düşünsenize; kapı çalınıyor ve hayatınızın bir anda değişebileceğini fark ediyorsunuz. İşte öyle oldu.
Adli Süreç Başlıyor
Şüphelinin ifadesi alındıktan sonra, savcılık tarafından 'adli kontrol şartıyla serbest bırakılması' talep edildi. Fakat -ve burada işler değişiyor- nöbetçi sulh ceza hakimliği bu talebi reddetmekte gecikmedi.
Hakim, dosyadaki delilleri ve suçun niteliğini değerlendirdikten sonra tutuklama kararını verdi. Bazen kanunlar beklediğimizden daha sert işliyor, öyle değil mi?
Şu an şahıs cezaevinde ve yargı süreci devam ediyor. Bu tür davalar genellikle aylarca sürüyor - bazen daha da uzayabiliyor. Herkes merakla sonucu bekliyor tabii.
Bu olay aslında hepimize bir kez daha gösterdi ki; sosyal medyada yazdıklarımızın gerçek hayatta karşılığı var. Klavyenin arkasına saklansak da, kanunlar her zaman işliyor. Düşünmeden yazdığımız her cümlenin bir bedeli olabilir - tıpkı bu örnekte olduğu gibi.
