Tam yüz yıl oldu... Evet, tam bir asır önce bu topraklarda tarihin akışını değiştiren bir destan yazıldı. Cumhuriyet'imizin yüzüncü yılında, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan hepimizin yüreğine dokunan bir mesaj geldi. Öyle sıradan bir kutlama mesajı değil, adeta bir milletin varoluş hikayesini anlatan duygu yüklü satırlardı.
Duran'ın kelimeleri öyle seçilmişti ki, okurken insan kendini o ilk günlerin heyecanında buluyor. "Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 100. yıl dönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyoruz" diye başlıyordu mesaj. Ama bu sadece bir başlangıçtı.
Geçmişten Geleceğe Bir Köprü
Aslında düşününce... Yüz yıl önce atılan o tohum, bugün koskoca bir çınar oldu. Duran'ın da vurguladığı gibi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde kazanılan Kurtuluş Süreci, sadece bir zafer değil, yeni bir millet inşasının da habercisiydi. Cumhuriyet rejimi, Türk milletine en uygun yönetim şekli olarak benimsendi - ki bence de öyle!
Şu cümleler özellikle dikkat çekiciydi: "Cumhuriyet, Türk milletinin önüne çıkan her türlü engeli aşma iradesinin ve kararlılığının en açık göstergesidir." Doğru söze ne denir ki?
Yüz Yıllık Yolculukta Nereden Nereye
Bakın, şimdi buradan geriye dönüp baktığımızda... O günden bugüne inanılmaz bir yol kat etmişiz. Duran'ın da dediği gibi, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Türkiye, her alanda büyük atılımlar gerçekleştirmiş. Ekonomiden eğitime, sağlıktan savunma sanayine kadar - her alanda başarı hikayeleri yazmışız.
Peki ya bugün? Duran'ın mesajında bu konuya da değinilmiş: "Türkiye, bugün bölgesinde ve dünyada söz sahibi, saygın bir aktör olarak varlığını sürdürüyor." Bu sadece bir iddia değil, uluslararası arenada her gün tanık olduğumuz bir gerçek.
Gelecek Yüzyıla Doğru
Aslında en çarpıcı kısım, mesajın geleceğe dair olan bölümüydü. "Türkiye Yüzyılı" vizyonundan bahsediliyordu. Bu vizyon, Cumhuriyet'in kazanımları üzerine inşa ediliyor - ki bence tam da olması gereken bu.
Duran'ın şu sözleri adeta bir taahhüt niteliğindeydi: "Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçiriyor, ülkemizi daha ileri hedeflere taşıyoruz." Yani yüz yıllık birikimle, yeni bir yüzyıla hazırlanıyoruz.
Ve son olarak... O meşhur çağrı: "Cumhuriyet Bayramı'mız kutlu olsun!" Bu sadece bir bayram kutlaması değil, aynı zamanda bir milletin kendine olan inancının da ilanıydı.
Velhasıl, yüz yıl önce atılan o meşale, bugün daha da parlak bir şekilde yanmaya devam ediyor. Duran'ın mesajı da bunun bir kanıtıydı adeta.
