AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Meclis Başkanı Kurtulmuş'a Yönelik İftiralara Sert Tepki: 'Siyaseti Zehirleme Faaliyeti'
Çelik'ten Kurtulmuş'a iftira tepkisi: Zehirleme faaliyeti

Dün akşam saatlerinde sosyal medyada dolaşan o iddialar, adeta siyaset sahnesine atılmış bir taş gibi dalga dalga yayıldı. Kimler tarafından, hangi maksatla üretildiği meçhul bu söylentiler, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'u hedef alıyordu. İşte tam da bu noktada AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten gür bir ses yükseldi.

Çelik, o iddialara ilişkin yaptığı açıklamada kelimeleri özenle seçti ama sertliğinden hiç taviz vermedi. "Bu, siyaseti zehirleme faaliyetidir" derken, sesindeki o kararlı ton her şeyi anlatmaya yetiyordu aslında.

İftiralara Geçit Yok

Ömer Çelik'in üzerine basa basa vurguladığı şey şuydu: Bu tür asılsız iddialar ne ilk ne de son olacak. Ama asla kabullenmeyecekler. Düşünsenize, siyaset arenasında her gün yeni bir spekülasyon, yeni bir komplo teorisi. Kimi zaman öyleler ki insan "Acaba?" diye sormadan edemiyor. İşte tam da bu noktada Çelik'in sözleri adeta bir uyanış çağrısı gibiydi.

Şöyle diyordu Çelik: "Sayın Kurtulmuş'a yönelik bu iftiralar, siyasi ahlak ve nezaket sınırlarını aşan bir nitelik taşıyor." Hakikaten de öyle değil mi? Siyaset, elbette ki muhalefetin olacağı, farklı görüşlerin çarpışacağı bir arena ama iftira ve karalama kampanyalarına dönüştüğünde, işte o zaman tehlike çanları çalmaya başlıyor.

Zehirli Siyasetin Anatomisi

Bu olay aslında daha büyük bir sorunun sadece görünen yüzü. Siyaseti zehirleme faaliyeti - Çelik'in bu tabiri oldukça manidar. Çünkü zehir yavaş yavaş etki eder, fark edilmeden yayılır ve en sonunda tüm bedeni ele geçirir. Siyasetteki bu tür karalama kampanyaları da aynen böyle işliyor.

Peki neden? Neden bazı çevreler sürekli olarak bu tür yöntemlere başvuruyor? Çelik'in bu konudaki tespiti oldukça net: "Amacımız, Türk siyasetinin itibarını korumak ve milletimizin teveccühünü hak etmektir." Aslında her şey bu kadar basit - itibar ve güven.

Kurtulmuş'a yöneltilen bu asılsız iddialar, belki yarın başka bir isme yönelecek. Bugün o, yarın bir başkası. Bu döngü böyle sürüp gidiyor. Ama Ömer Çelik'in de dediği gibi, "Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz."

Siyasette Ahlak ve Sınırlar

Şunu unutmamak lazım: Siyaset sadece iktidar mücadelesi değil, aynı zamanda bir ahlak mücadelesidir de. Ömer Çelik'in açıklamasının altında yatan asıl mesaj da bu aslında. Siyasette elbette eleştiri olacak, muhalefet olacak ama iftira ve karalama asla kabul edilemez.

Çelik'in şu sözleri oldukça çarpıcı: "Siyaseti zehirlemeye kimsenin hakkı yok." Gerçekten de yok. Çünkü siyaset, milletin geleceğini şekillendiren en önemli araç. Bu aracı zehirlemek, aslında milletin geleceğini zehirlemek anlamına geliyor.

Bu olay bize gösterdi ki, siyasette sınırların ne olduğunu yeniden düşünmemiz gerekiyor. Eleştiri ile iftira arasındaki o ince çizgiyi korumak herkesin görevi. Yoksa işte böyle - herkes birbirini suçlayan, güvenin kalmadığı bir siyaset ikliminde buluyoruz kendimizi.

Ömer Çelik'in açıklaması aslında sadece bir tepki değil, aynı zamanda bir uyarı. Siyasetteki tüm aktörlere sesleniyor adeta: "Bu işi ahlak sınırları içinde yapalım, yoksa hepimiz kaybederiz."