Tam yüz yıl oldu desek yeri - bir asırlık destanın ardından Cumhuriyet'imiz yepyeni bir yaşa daha adım atarken, Emine Erdoğan'dan hepimizin yüreğine dokunan bir kutlama mesajı geldi. Öyle sıradan bir mesaj değil bu, içinde tarihin heybeti ve geleceğe dair umutlar barındıran türden.
Sosyal medya üzerinden yaptığı o paylaşımda, "Cumhuriyetimizin 100. yılını en kalbi duygularımla tebrik ediyorum" diyordu. Kelimeler özenle seçilmişti, her biri sanki yüzyıllık bir hikayeyi anlatırcasına derin anlamlar taşıyordu.
Şöyle bir düşünsenize - yüz yıl önce atılan o ilk adım, şimdi koskoca bir çınar olmuş, dalları gökyüzüne uzanıyor. Emine Hanım'ın mesajında tam da bu duygu vardı işte. "Nice yüzyıllara" temennisiyle bitiriyordu sözlerini, geleceğe dair o sonsuz inancını hissettirerek.
Peki neden bu kadar önemli bu mesaj? Çünkü sadece resmi bir kutlama değil, aynı zamanda bir milletin yürek sesiydi. Cumhuriyetin kuruluş felsefesine olan bağlılığı vurgularken, bir yandan da gelecek nesillere aktarılacak o kutsal mirasın altını çiziyordu.
Yüzyıllık Yolculuk ve Bir First Lady'nin Duyguları
Emine Erdoğan'ın sosyal medya paylaşımı öyle gelip geçici bir mesaj değildi - her kelimesi titizlikle düşünülmüş, her cümlesi yüreğinden kopup gelen türdendi. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana geçen yüz yıllık serüveni adeta yeniden canlandırıyordu satır aralarında.
O paylaşımda hissettiğim şey şu oldu: Bu sadece bir kutlama değil, aynı zamanda minnet duygusunun en samimi ifadesiydi. Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma sözüydü bir nevi. Ve inanın, o "nice yüzyıllara" dileği boşuna değil - geleceğe dair o güven dolu bakışın en net yansımasıydı.
Düşünsenize, yüz yıl önce filizlenen bir fikir, şimdi kocaman bir çınar olmuş, gölgesinde milyonlarca insanı barındırıyor. Emine Hanım'ın mesajı tam da bu çınarın dallarından yükselen bir şarkı gibiydi - hem geçmişe saygıyla eğilen, hem de geleceğe umutla bakan.
