Emine Erdoğan'dan 29 Ekim Coşkusu: Cumhuriyet Bayramı'nı Duygu Yüklü Mesajla Kutladı!
Emine Erdoğan'dan Cumhuriyet Bayramı Mesajı

Tam da beklenildiği gibi, 29 Ekim sabahı sosyal medyada hareketlilik hiç de azımsanacak gibi değildi. Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın paylaşımı ise -neredeyse- herkesi heyecanlandırdı diyebiliriz.

Şöyle bir düşünün: Cumhuriyet'imizin 102. yaşını kutluyoruz ve Emine Hanım'ın kaleminden dökülen o sıcak, samimi ifadeler... İnsanın içini gerçekten ısıtıyor.

Bir Hazinenin Değeri

Paylaşımında öyle güzel şeyler söylemiş ki -belki de hepimizin hissettiği ama tam ifade edemediği duygulara tercüman olmuş. "Cumhuriyet, milletimizin en değerli hazinesidir" demiş mesela. Bu cümle bile aslında her şeyi anlatmaya yetiyor bence.

Peki neden hazine? Çünkü -tıpkı nadide bir mücevher gibi- korunması, kollanması gereken bir değer bu. Nesilden nesile aktarılacak bir miras.

Sosyal Medyada Coşku

Paylaşım kısa sürede binlerce beğeni aldı. Yorumlar ise bir başka güzeldi - insanların ne kadar içten mesajlar yazdığını görmek... İşte tam da bu noktada şunu düşünmeden edemedim: Cumhuriyet hepimizi birleştiren o görünmez bağ sanki.

Kimileri için sadece bir tatil günü değil bu. Kimileri için bayram değil, bir varoluş mücadelesinin simgesi. Emine Hanım'ın mesajı da tam bu ruhu yansıtıyordu aslında.

Gelecek Nesillere Aktarılacak Miras

Şu kısmı özellikle vurgulamış: "Bu anlamlı günde, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyorum." Tarihe saygıyla eğiliş bu aslında. Geçmişle gelecek arasında kurduğumuz o köprü...

Ve eklemiş: "Cumhuriyetimizi daha güçlü yarınlara taşıyacağız." Bu sadece bir söz değil, bir söz verme hali. Adeta geleceğe dair bir taahhüt.

Öyle ya, hazineler saklanmak için değil, gelecek nesillere aktarılmak içindir. Cumhuriyet de öyle - her doğum gününde biraz daha güçlenerek, biraz daha kök salarak ilerliyoruz.

Emine Erdoğan'ın bu anlamlı mesajı, aslında hepimizin kalbinde yer eden o duygulara tercüman olmuş. Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değil, bir yaşam tarzı çünkü. Ve bizler onun bekçileriyiz - tıpkı Emine Hanım'ın da dediği gibi.