Ankara'da siyasi havanın gerildiği bir perşembe günü... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde tarihi nitelikte bir buluşma yaşandı. Recep Tayyip Erdoğan, masanın bir tarafında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ağırlarken, diğer yanda ise DEM Parti'nin iki eş genel başkanı yerini aldı.
Görüşmeler öncesinde havada hissedilen o elektrik - bilirsiniz işte, şimşek çakacakmış gibi bir his - yerini yavaş yavaş diyalog havasına bıraktı. Sanki fırtına öncesi sessizlik değil de, belki de yeni bir siyasi baharın habercisiydi bu buluşma.
Kapılar Kapalı, Konuşmalar Açık
Tam olarak ne konuştular? İşte herkesin merak ettiği soru bu. Görgü tanıklarına göre üç buçuk saati aşan bu maraton görüşmede, gündem oldukça yoğundu. Öyle beş dakikalık bir çay sohbeti değildi yani.
Şu an için detaylar sır gibi saklansa da, siyaset koridorlarından sızan bilgilere göre:
- Yeni anayasa çalışmaları masaya yatırıldı
- Ekonomik istikrar paketi üzerine fikir alışverişi yapıldı
- Bölgesel güvenlik konuları ele alındı
- Ve tabii ki - her zamanki gibi - terörle mücadele gündemin önemli maddelerinden biriydi
Bahçeli'nin o meşhur dik duruşuyla kürsüden haykırdığı o sözler vardı ya, hani "taviz yok, teröre geçit yok" diye... İşte o ruhun bu görüşmelere de yansıdığı söyleniyor.
DEM Parti'den Sürpriz Katılım
Aslında en çok konuşulacak olan belki de buydu. DEM Parti temsilcilerinin bu kadar üst düzey bir görüşmeye katılması, siyaset sahnesinde şaşkınlık yarattı. Kimileri "tarihi bir adım" diye yorumlarken, kimileri de "bekle ve gör" pozisyonunda.
Ortada bir gerçek var ki; Türkiye'nin karmaşık siyasi denkleminde yeni bir sayfa açılıyor olabilir. Ya da belki sadece rutin bir istişareydi, kim bilir?
Şahsen düşünüyorum da, siyaset denen o büyük satranç tahtasında her hamle önemli. Bugün atılan bu adımın yarın ne getireceğini hep birlikte göreceğiz.
Sonuç mu? Başlangıç mı?
Görüşmelerden somut bir açıklama gelmese de, şunu söyleyebilirim: Ankara'da siyasi hava değişiyor. Belki yavaş yavaş, belki de dalga dalga... Ama değişiyor.
Erdoğan'ın bu ince diplomatik manevrası - hem milliyetçi kanatla hem de demokratik kesimle aynı masada buluşmak - aslında Türkiye siyasetinin yeni dönemine ışık tutuyor. Zor bir denge belki, ama denemeye değer.
Neticede, siyaset dediğimiz şey böyle bir şey değil mi? Bazen beklenmedik kapılar açılır, bazen de eski kapılar yeniden aralanır. Bugün yaşanan da buydu işte.