Meclis'in o heybetli koridorlarında tarihi bir gün daha yaşanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kürsüdeydi. Ve her zamanki gibi, sözlerini tartarak, her kelimeyi adeta teraziden geçirerek konuştu.
Şöyle bir etrafa baktı, milletin temsilcilerine. "Biz" dedi, sesi yankılandı salonda, "milli iradenin temsilcisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını asla ve asla pazarlık masasına getirmeyiz."
Kırmızı Çizgiler Net
O an salondaki herkes nefesini tutmuştu. Çünkü biliyorlardı - bu sadece bir cümle değil, bir ülkenin varoluş manifestosuydu. Dış politikada nelere göz yumulup nelere asla tahammül edilemeyeceğinin en keskin ifadesi.
Erdoğan'ın duruşu sertti, ama haklı bir sertlikti. Yıllardır uluslararası arenada kazanılan tecrübelerin, yaşanan sıkıntıların ve nihayetinde varılan başarıların verdiği bir özgüven vardı konuşmasında.
Dış Güçlere Net Mesaj
Kimileri belki anlamakta güçlük çekiyor - Türkiye artık eski Türkiye değil. Dışarıdan gelecek herhangi bir dayatmaya, her türlü müdahaleye kapılarımız sımsıkı kapalı. Cumhurbaşkanının da altını çizdiği gibi, biz artık kendi ayakları üzerinde duran, kendi kararlarını kendi veren bir ülkeyiz.
Ve işte tam da bu yüzden, egemenlik meselesi bizim için kırmızı çizgidir. Pazarlık falan yok!
Millet İradesi Üstün
Şunu da eklemeden geçmedi: "Milletimizin iradesi her şeyin üstündedir." Aslında basit görünen ama derin anlamlar taşıyan bir cümle. Çünkü biz biliyoruz ki, mecliste oturan her vekil, arkasında milyonlarca yurttaşın iradesini temsil ediyor.
Bu iradeye saygısızlık yapmak? Mümkün değil. Yapana da asla fırsat vermeyeceğiz.
Konuşmanın ardından koridorlarda fısıltılar dolaşmaya başladı. Kimi "İşte liderlik budur" diyordu, kimi "Artık herkes sınırlarını bilecek" diye mırıldanıyordu. Gerçek şu ki, Erdoğan sadece içeriye değil, dışarıya da çok net bir mesaj vermişti.
Yeni Dönem
Türkiye'nin artık farklı bir dönemden geçtiğini görüyoruz. Eskisi gibi değil - daha güçlü, daha kararlı, daha bağımsız. Ve bu duruş, liderinin ağzından bir kez daha tüm dünyaya ilan edilmiş oldu.
Peki bundan sonra ne olacak? Tahmin etmek zor değil aslında. Türkiye, egemenliğine dokundurtmadan yoluna devam edecek. Tıpkı son yirmi yıldır yaptığı gibi...