Sabahın erken saatleri... Ankara'da hava serin, ama güneş yüzünü göstermeye başlıyor. Aslanlı Yol'da adımlar yankılanıyor. Bugün özel bir gün - hem de nasıl özel!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tam saat 09.00'da Anıtkabir'e giriş yaptı. O an her şey durdu sanki. Heyecan dorukta. Nöbetçiler dimdik, bayraklar rüzgarda dalgalanıyor.
Törenin Kalbi: Aslanlı Yol'da Tarihi Yürüyüş
Erdoğan, şu meşhur Aslanlı Yol'da yürürken yüzündeki ifadeyi tarif etmek zor. Ciddi mi, duygusal mı, gururlu mu? Hepsi bir aradaydı sanki. Adımlar ağır, ama kararlı. Her adımda 102 yıllık tarih canlanıyor gibiydi.
Mozele'ye çelenk koyma anı... İşte o an herkesin nefesi kesildi. Tam o sırada bir şahin uçtu gökyüzünde - tesadüf mü, yoksa bir işaret mi? Kim bilir.
Deftere Yazılanlar: Tarihe Not Düşüldü
Sonra o ünlü defter... Sayfalar çevriliyor, kalem elinde. Erdoğan'ın yazdıkları ise tam anlamıyla tarihi nitelikte:
"Aziz Atatürk, cumhuriyetimizin 102. yılını en içten duygularla kutlarken, bu mukaddes emaneti ilelebet yaşatma azmimizi bir kez daha tekrarlıyoruz."
Cümleler öyle güçlü ki, okurken tüyleriniz ürperiyor. "Mukaddes emanet" vurgusu ise her şeyi anlatıyor aslında.
Protokolde Kimler Vardı?
- Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş (yanı başında, yüzünde gurur ifadesi)
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz (sessiz ama etkileyici)
- AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım (tecrübeli bakışlarıyla)
- CHP Lideri Özgür Özel (beklenmedik bir katılım bu)
- Diğer siyasi parti temsilcileri (hep birlikte, yan yana)
Özel'in katılımı özellikle dikkat çekiciydi - siyasetin de ötesinde bir birlik mesajı gibiydi adeta.
İstiklal Marşı ve O Duygu Yüklü An
İstiklal Marşı okunurken gözlerdeki yaşları kim unutabilir? Herkes aynı anda, aynı duygularla söylüyordu marşı. O an Türkiye'nin kalbi Ankara'da atıyordu sanki.
Ve nihayet, saygı duruşu... O sessizlik öyle derindi ki, bir iğne düşse duyulurdu. Tam 102 saniye sürmeliydi belki de - her saniye bir yılı temsil eder gibi.
Tören bitip de Erdoğan ayrılırken, ardında derin bir tarih ve büyük bir sorumluluk bırakıyordu. Anıtkabir her zamanki gibi sessizliğe bürünmüştü, ama içimizdeki coşku sabaha kadar sürecekti.
102 yıl önce kurulan cumhuriyet, bugün hâlâ ayakta - hem de nasıl! Bu ziyaret sadece bir tören değil, aynı zamanda geçmişle gelecek arasında kurulan köprüydü. Ve bizler, o köprüden geçen şanslı nesillerdik.