
Tam 45 yıl oldu... O kara günü hatırlayanlar için zamanın nasıl da donup kaldığı hâlâ taze. 12 Eylül 1980. Türkiye'nin demokrasiyle imtihanında en derin yaraların açıldığı o sabah, şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kelimeleriyle bir kez daha gündemde.
Erdoğan, resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ülkenin bağrına saplanan hançerin acısını hatırlattı adeta. "Milli iradeye kastedenler" diye başladığı cümleler, aslında sadece bir tarih dersi vermiyor, aynı zamanda geleceğe de sert bir uyarı niteliği taşıyor.
Darbeci Zihniyet Lanetlendi
Şöyle diyordu Cumhurbaşkanı: "12 Eylül 1980 darbesi, milletimizin demokrasi mücadelesinde kara bir lekedir. Bu süreçte yaşanan acılar, unutulmayacak." Kelimeleri seçerkenki o titizlik, meselenin hassasiyetini gösteriyordu. Darbeci zihniyeti lanetlerken, sesindeki o ton -yazıya dökülmüş haliyle bile- hissediliyordu.
Ve devamı: "Milli iradeye kastedenler asla affedilmeyecek. Bu ülke, bir daha böyle karanlık günler yaşamayacak." Bu cümleler, sadece geçmişe dair bir hesap sorma değil, aynı zamanda geleceğe dair sağlam bir teminat gibiydi.
Demokrasi Nöbeti
Aslında Erdoğan'ın bu çıkışı, Türkiye'nin son yıllarda demokrasi alanında kat ettiği yolun da bir göstergesi. Darbe dönemlerinin ardından, şimdi çok daha güçlü bir demokratik sistemin inşası için verilen mücadele... Bu paylaşım, o mücadelenin bir yansıması adeta.
Peki, neden şimdi? Neden tam 45 yıl sonra? Belki de unutmamanın, unutturmamanın tam zamanıdır. Toplumlar hafızalarını taze tutmadıkça, tarihin tekerrür etme ihtimali her zaman var. Cumhurbaşkanı'nın bu vurgusu, tam da bu yüzden kritik.
Sonuç olarak, 12 Eylül sadece bir tarih değil, yaşanmış acıların toplamı. Erdoğan'ın sözleri ise bu acıların üzerine serpilmiş bir merhem değil, daha çok "bir daha asla" demenin kararlılığı. Demokrasi nöbeti, işte böyle devam ediyor.