Heyecan dorukta! Tam 102 yıl oldu o büyük günden beri... Ankara'da hava buz gibi ama gönüller o kadar sıcak ki anlatmak mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde öyle bir kalabalık var ki - insan seli desek yeridir.
Recep Tayyip Erdoğan, şu meşhur beyaz takım elbisesiyle tam da beklenildiği gibi karizmatik bir giriş yaptı. Yüzündeki o hafif gülümseme, cumhuriyet coşkusunu yansıtıyor adeta. Protokol sıralarındaki herkes ayağa kalktı, o anı yaşamak için.
Tarihi Anlar ve Duygu Yüklü Karşılamalar
Aslında her şey çok planlı programlı ilerliyordu ama - insanın içine işleyen o anlar var ya, işte onlar plansız çıkageliyor. Erdoğan'ın bazı davetlilerle samimi sohbeti, çocuklara gösterdiği ilgi... Bunlar görülmeye değerdi doğrusu.
Kimler yoktu ki? Bakanlar, milletvekilleri, üst düzey komutanlar - hatta yabancı misyon temsilcileri bile. Hepsi aynı amaç için oradaydı: Cumhuriyetin 102. yılını en güzel şekilde kutlamak.
"Bu Cumhuriyet Hepimizin" Vurgusu
Erdoğan'ın konuşmasındaki şu cümleler hâlâ kulaklarda: "102 yıl önce atılan o tohum, bugün kocaman bir çınar oldu." Gerçekten de öyle değil mi? Cumhuriyet bir gecede olmadı, nice zorluklarla, emeklerle bugünlere geldi.
Protokoldeki herkes sırayla tebriklerini iletti. Kimi el sıkıştı, kimi saygıyla eğildi - herkesin kendine özgü bir selamlaşma şekli vardı. Ortak noktaları? Hepsinin yüzündeki o gurur ifadesi.
Şunu itiraf etmeliyim: Bazı anlar o kadar duygusaldı ki, insan ister istemez gözlerinin dolduğunu hissediyor. Özellikle yaşlı protokol üyelerinin ellerinin titremesi... Onlar cumhuriyetin ilk yıllarını hatırlayan nesilden çünkü.
Külliye'deki Coşku ve Anlam
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi deseniz, normalde oldukça resmi bir yer ama bugün bambaşka bir havası vardı. Her köşede Türk bayrakları, her yerde cumhuriyet ruhu... Sanki binanın taşları bile bu özel günün farkındaydı.
Güvenlik her zamankinden sıkıydı elbette - kimse aksini bekleyemezdi zaten. Ama tüm ciddiyetin arasında bile bir bayram neşesi vardı. Muhabirler koşturmacası, fotoğrafçıların flaş patlamaları... Ortam gerçekten hareketliydi.
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Türkiye, 102 yıllık bu köklü cumhuriyetle hâlâ ayakta ve dimdik. Kutlamalar da bunun en güzel kanıtıydı. Keşke herkes orada olup o atmosferi hissedebilseydi - kelimelerle anlatmak gerçekten zor.