Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Din Görevlilerine Duygu Yüklü Mesaj: Camiler Hayatımızın Kalbidir
Erdoğan'dan Camiler ve Din Görevlileri Haftası Mesajı

Bugünlerde öyle bir haftadayız ki, toplum olarak ruhumuzu besleyen o müstesna mekanlar ve onların gönül erlerini hatırlama zamanı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaleminden dökülen satırlar, tam da bu manevi iklimde çınladı.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle yayınlanan mesajda Erdoğan, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: "Camiler sadece ibadethaneler değil, aynı zamanda toplumsal hayatımızın can damarıdır." Gerçekten de düşününce, o mübarek mekanların sadece namaz kılmaktan çok daha öte bir anlam taşıdığını hissediyor insan.

Toplumu Birleştiren Köprüler

Erdoğan'ın vurguladığı bir diğer önemli nokta, camilerin adeta birer sosyal merkez işlevi görmesi. Şöyle diyordu mesajında: "Minareler sadece ezan seslerini değil, toplumsal dayanışmanın nefesini de taşır yükseklere." Bu metafor, aslında camilerin fonksiyonunu anlatmaya yetiyor da artıyor bile.

Din görevlilerinin rolüne gelince... Onlar sadece imam ya da müezzin değil, aynı zamanda toplumun manevi doktorları gibi. İnsanların dertlerine derman aradığı, sevinçlerini paylaştığı, hayatın iniş çıkışlarında bir liman bulduğu isimler.

Gelecek Nesillere Aktarılacak Miras

Mesajda özellikle gençlere yönelik vurgu dikkat çekiciydi. Camilerin sadece yaşlı neslin değil, gençlerin de hayatında aktif rol oynaması gerektiğinin altı çiziliyordu. Belki de bu noktada hepimize iş düşüyor - camileri sadece dini ritüellerin gerçekleştirildiği mekanlar olarak görmekten vazgeçip, onları toplumsal bağlarımızı güçlendiren merkezler haline getirmek.

Cumhurbaşkanı'nın şu sözleri ise adeta hafızalara kazınacak cinsten: "Din görevlilerimiz, maneviyatımızın bekçileri olarak sadece bugüne değil, yarınlara da ışık tutuyor." Hakikaten öyle değil mi? Onların o tatlı dili, güler yüzü, sabrı ve hoşgörüsü, toplumun çimentosu gibi.

Bu hafta vesilesiyle bir kez daha anlıyoruz ki camiler ve din görevlileri, medeniyetimizin canlı tanıkları. Onlara sadece bir hafta değil, her daim sahip çıkmak boynumuzun borcu.