Tam da o karanlık gecenin üzerinden dokuz yıl geçmişken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan adeta yürekleri ferahlatan bir çıkış geldi. "Biz" dedi, sesi titreyerek değil, tam aksine çelik gibi bir kararlılıkla, "bu milletin tercihlerini hiçbir gücün karartmasına izin vermeyeceğiz."
15 Temmuz 2016'da yaşanan o korkunç geceyi anarken, Erdoğan'ın kelimeleri adeta bir manifesto gibiydi. Şöyle devam etti: "O gece tankların paletleri altında ezilmeye çalışılan sadece bedenler değildi. Bu toprakların bin yıllık iradesiydi."
Demokrasi Nöbeti Devam Ediyor
Konuşmasının en çarpıcı kısmı belki de şuydu: "Bazıları hâlâ rüyalar görüyor olabilir. Ama unutmasınlar ki, bu millet artık uyanık. Sandığa sahip çıkmak, sadece bir seçim meselesi değil, varoluş mücadelesidir."
İşte size birkaç çarpıcı detay:
- "FETÖ'nün karanlık yüzü bir kez daha teşhir edildi" vurgusu
- Demokrasi nöbetinin sadece bir günle sınırlı olmadığı uyarısı
- Gençlere yönelik "tarih bilinci" çağrısı
Erdoğan'ın konuşmasındaki o samimi ton, salonu dolduran binlerce kişiyi adeta elektriklemişti. "Siz" diye hitap ettiği vatandaşlara, "o gece sokaklara dökülen cesaretiniz olmasaydı, bugün belki de konuşacak bir ülkemiz kalmayacaktı" sözleriyle teşekkür etti.
Gelecek Vizyonu
Peki ya sonra? "Artık geriye bakmanın zamanı geçti" diyen Cumhurbaşkanı, 2023 hedeflerine vurgu yaparken, "yeniden doğuş" metaforunu kullandı. Tam da beklediğiniz gibi değil mi? Ama işin ilginci, konuşmanın en insani yanı, Erdoğan'ın o anki duygusal tonuydu.
Şu cümleler her şeyi özetler nitelikteydi: "Birlik beraberlik diyoruz ya, işte o sadece bir slogan değil. Bu milletin DNA'sında var." Gerçekten de, 15 Temmuz gecesi sokaklara dökülenlerin hikayelerini dinlerken, insan ister istemez bu söze hak veriyor.
