
Bugün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından dökülen kelimeler, adeta ülkenin nabzını tutan bir stetoskop gibiydi. Kısa, net ve bir o kadar da vurucu ifadelerle gündemi sarsmayı bildi. Kimi zaman sert, kimi zaman samimi bir tonla...
Ekonomiye Dair Çarpıcı Mesajlar
"Doların yükselişi mi?" diye soracak olursanız, Erdoğan'ın bu konudaki tavrı oldukça net. "Bizim için önemli olan, vatandaşın cebindeki paranın değeri" dedi ve ekledi: "Spekülatif hareketlere asla prim vermeyeceğiz." Sanki piyasalara bir gözdağı gibiydi bu sözler.
Enflasyonla mücadele ise tam bir "savaş" olarak tanımlandı. "Tıpkı bir bahçıvan gibi, ekonomiyi zararlılardan temizliyoruz" benzetmesi ise oldukça dikkat çekiciydi.
Dış Politikada Kararlı Duruyoruz
Uluslararası arenada Türkiye'nin duruşu ise bir aslanın kükremesi gibiydi. "Biz kimsenin çizmesini öpmeyeceğiz" sözleri, salondaki alkışların kopmasına neden oldu. Özellikle Kıbrıs meselesinde "taviz yok" vurgusu, diplomasi masasında kimsenin kolay kolay söyleyemeyeceği türden bir çıkıştı.
- ABD ile ilişkilerde "dengeli" bir çizgi
- Avrupa Birliği'ne "tarihi sorumluluk" hatırlatması
- Ortadoğu'da "aktif barış gücü" vurgusu
İç Politikada Sıcak Gelişmeler
Muhalefetin son açıklamalarına ise "tuzu kuru" eleştirisiyle yanıt verdi Erdoğan. "Kolay eleştirmek, zor olan çözüm üretmek" diyerek adeta bir çiftetelli vurdu rakibine. Anayasa tartışmalarına dair ise "Zamanı geldiğinde millet karar verecek" mesajı, herkesin kulağına küpe oldu.
Yerel yönetimler konusunda ise ilginç bir benzetme yaptı: "Belediyeler, devletin aile fotoğrafındaki çocuklar gibidir." Bu sözlerin altında yatan anlamı çözmek ise siyaset meraklılarına kalmış.
Son Dakika: Sosyal Politikalar
Gençlere yönelik açıklamalar ise tam bir sürpriz oldu. "Her gencimiz bir hazinedir" diyerek başladığı konuşmasını, "Onlara yatırım yapmak, geleceğe yatırım yapmaktır" sözleriyle taçlandırdı. Üniversitelerdeki bursların artırılacağı müjdesi ise öğrencilerin yüzünü güldürecek türden.
Sağlık sistemindeki iyileştirmelerden bahsederken ise "Doktorlarımızın ellerinden öpüyorum" demesi, salondaki sağlık çalışanlarını duygulandırdı. Pandemi dönemindeki çabalar için "Bir milletin fedakarlık destanı" ifadesini kullanması ise oldukça manidardı.