
Kim derdi ki Fransa'nın o kendinden emin cumhurbaşkanı bir gün böylesine sıkışıp kalacak? İşte tam da bu oldu. Emmanuel Macron'un erken seçim çağrısı adeta bir backfire etkisi yarattı ve şimdi kendi geleceğini riske attı.
Sandıktan çıkan sonuçlar tam bir şok etkisi yarattı. Hani derler ya 'kendi mezarını kendin kazdın' diye, öyle bir durum. Macron'un partisi Renaissance, Marine Le Pen'in aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi karşısında beklenmedik bir yenilgi aldı. Üstelik sol ittifak da ciddi bir güç olarak ortaya çıktı.
Köşeye Sıkışan Lider
Şimdi Macron'un önünde sadece birkaç seçenek kaldı. Ya sol ile tarihi bir uzlaşma arayacak -ki bu hiç kolay değil- ya da teknokratlardan oluşan bir hükümet kurmak zorunda kalacak. Her iki yol da Fransa siyaseti için oldukça sıra dışı.
Uzmanlar diyor ki: "Macron artık eski Macron değil." O ünlü kibirli duruş yerini tedirgin bir bekleyişe bıraktı. Muhalefet ise zafer sarhoşluğuyla bir sonraki hamleyi planlıyor.
Fransa'nın Geleceği Belirsiz
Peki ya Fransa? Avrupa'nın bu önemli ülkesi şimdi ne olacak? Ekonomik reformlar askıda kalırken, dış politikada da belirsizlik hüküm sürüyor. AB'nin geleceği bile bu krizden etkilenebilir.
Şunu net söyleyebiliriz: Fransız siyaseti son yılların en kaotik dönemine girdi. Ve Macron -bir zamanların altın çocuğ- şimdi kariyerinin en zorlu sınavını veriyor.
Önümüzdeki günler kritik. Herkesin gözü Paris'te. Bakalım cumhurbaşkanı bu siyasi labirentten çıkış yolunu bulabilecek mi?