Bugün Lefkoşa'da tarihi bir atmosfer vardı, gerçekten. Hava bile farklıydı sanki - o bildiğimiz Kıbrıs sıcağına inat, serin bir rüzgar esiyordu cumhurbaşkanlığı sarayının önünde.
Ve işte o an geldi. Tufan Erhurman, elini Anayasa'nın üzerine koyduğunda, salondaki herkes nefesini tuttu. "Görevimi en iyi şekilde yerine getireceğime yemin ederim" cümlesi odanın dört bir yanında yankılandı. Sanki sadece bir yemin değil, bir milletin umutlarını da taşıyordu bu sözler.
Kalabalığın Coşkusu Görülmeye Değerdi
Dışarıda bekleyen yüzlerce kişi... Kimi bayraklarla, kimi Atatürk posterleriyle. Bir nine vardı, gözleri dolu dolu izliyordu töreni. "Oğlum gibi görüyorum" dedi yanındakine, "umarım hayırlı olur." İşte tam da bu duygular, bu samimi beklentilerdi asıl önemli olan.
Protokolde kimler yoktu ki? Meclis Başkanı Zorlu Töre'den eski cumhurbaşkanlarına kadar herkes oradaydı. Hatta -ilginçtir- muhalefet liderleri bile bu önemli günde bir araya gelmişti. Siyasetin sert rüzgarları bir kenara, devlet adına kenetlenmişlerdi adeta.
Erhurman'dan İlk Mesajlar
Konuşması sırasında Erhurman'ın ses tonundaki o kararlılık gerçekten dikkat çekiciydi. "Hep birlikte çalışacağız" vurgusu neredeyse her cümlesinde vardı. Şimdi düşünüyorum da, belki de en çok ihtiyaç duyulan şey buydu - birlik ruhu.
- Ekonomik istikrarın sağlanması
- Uluslararası arenada daha güçlü temsil
- Toplumsal refahın artırılması
- Gençlere yönelik yeni fırsatlar
Bu maddeler sıralanırken, salondan yükselen alkışlar her seferinde daha gür çıkıyordu. Özellikle gençler konusunda söyledikleri - "onlara güveniyoruz" mesajı - gerçekten içten geliyordu.
Tarihi Bir Dönüm Noktası
Aslında bakarsanız, bu yemin töreni sadece bir devir teslimden ibaret değil. KKTC'nin gelecek yıllarının da adeta habercisi gibiydi. Zorlu bir dönemden geçiyoruz hepimiz biliyoruz, ekonomik sıkıntılar var, uluslararası baskılar var... Ama bugünkü o enerji, o umut dolu bakışlar insana "acaba?" dedirtiyor.
Tören bittiğinde dışarı çıktım. Hala orada bekleyen insanlar vardı. Bir genç kız, "artık değişim başlasın" diyordu arkadaşına. Belki de en güzel özet buydu: Değişim umudu.
Erhurman'ın koltuğa oturmasıyla birlikte şimdi asıl iş başlıyor. Zorlu bir yol haritası var önünde, kimse kolay olduğunu söylemiyor. Ama bugünkü o atmosfer, o coşku - insana inanma isteği veriyor, itiraf edeyim.