Tam 64 yıl oldu. Ama o acı, Türkiye'nin demokrasi hafızasında hala kanayan bir yara gibi. 17 Eylül 1961'in o karanlık sabahında, sadece üç hayat son bulmadı. Bir milletin vicdanında asla silinmeyecek bir iz bırakıldı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, bugün sosyal medya hesabından paylaştığı duygu yüklü mesajla o kara günü yeniden hatırlattı. "Demokrasi tarihimizin en acı sayfalarından biri" diye nitelendirdiği o olayı anarken, kelimeleri özenle seçtiği her haliyle belli oluyordu.
Bir Ülkenin Travması: İdamlar ve Sonrası
Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun idamları sadece siyasi bir son değildi. Türkiye'nin kolektif bilincinde derin bir kırılma yarattı. Çelik'in de vurguladığı gibi, bu trajedi "demokrasi kültürümüzde önemli bir dönüm noktası" oldu. Peki ama neden? Belki de cevabı, o günlerden bugüne uzanan demokrasi mücadelesinde yatıyor.
Çelik'in paylaşımında dikkat çeken bir detay daha vardı: "Bu acı olaydan çıkarılacak dersler" vurgusu. Aslında bu, sadece geçmişe ağıt yakmak değil, aynı zamanda geleceğe dair bir uyarı niteliği taşıyor. Tarihin tekerrür etmemesi için hatırlamak şart çünkü.
Sosyal Medyada Yankılanan Tarih
Ömer Çelik'in paylaşımı kısa sürede geniş kitlelere ulaştı. Yorumlarda bir yandan hüzün, bir yandan da demokrasiye sahip çıkma sözü vardı. İnsanlar, 64 yıl sonra bile bu acının tazeliğini koruduğunu gösterdi.
Kimileri için Menderes sadece tarihi bir figür değil. Onun mücadelesi ve trajik sonu, Türk siyasi hayatının en hassas noktalarından biri olmaya devam ediyor. Çelik'in mesajı da tam olarak bu noktaya parmak basıyor: "Geçmişi unutmamak, geleceği inşa etmenin ilk adımıdır."
Bugün, 17 Eylül 2023'te, bir kez daha anlıyoruz ki bazı acılar asla tamamen dinmiyor. Ama belki de asıl mesele, bu acılardan ders çıkararak daha güçlü bir demokrasi için mücadele etmekte yatıyor.
