Ankara'da bugünlerde havada farklı bir elektrik var sanki. Türk ve Kürt vatandaşlarımızın arasındaki o görünmez duvarları yıkmak için kollar sıvanmış durumda. Kimi zaman zorlu geçen bu yolculukta, artık yepyeni bir sayfa açılıyor.
Biliyor musunuz, bazen en basit şeyler en derin yaraları sarabilir. İşte tam da bu yüzden, ortak kültürümüzün zenginliklerini öne çıkaran projeler hayata geçiriliyor. Düşünsenize, Kürtçe ve Türkçe'nin iç içe geçtiği edebiyat festivalleri, ortak yemek kültürümüzü sergileyen gastronomi şenlikleri... Bunlar sadece başlangıç.
Somut Adımlar Neler Getirecek?
Önümüzdeki dönemde eğitim sisteminde köklü değişiklikler kapıda. Müfredata, iki halkın ortak tarihi ve kültürel mirası daha kapsamlı şekilde işlenecek. Gençlerimizin birbirlerini daha iyi anlaması için yeni programlar hazırlanıyor. Aslında bu, nesiller boyu sürecek bir kardeşlik köprüsünün temellerini atmak demek.
Ekonomik işbirliği konusunda da önemli hamleler var. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımlar artırılacak, istihdam olanakları geliştirilecek. Çünkü gerçek kardeşlik, paylaşılan refahla güçlenir.
Toplumsal Barış İçin Kritik Öneme Sahip
Uzun vadede, bu adımların ülke genelinde sosyal uyumu güçlendirmesi bekleniyor. Yıllardır konuşulan ama bir türlü tam anlamıyla hayata geçirilemeyen projeler nihayet somutlaşıyor. Tabii ki zorluklar olacak - hangi önemli dönüşüm kolay oldu ki? Ama sonuçta, birlikte yaşama irademiz her şeyin üstesinden gelecek güce sahip.
Belki de en önemlisi, sıradan vatandaşların bu sürece dahil olması. Mahallelerde, okullarda, işyerlerinde bu kardeşlik ruhunun yeşermesi. Çünkü gerçek değişim, toplumun en küçük birimlerinden başlar.
Bu yolculukta hepimize düşen görevler var. Önyargıları bir kenara bırakıp, birbirimizi gerçekten dinlemek mesela. Küçük ama anlamlı adımlar atarak, bu tarihi fırsatı değerlendirmek. Sonuçta, bu ülke hepimizin - Türk'üyle, Kürd'üyle, hep birlikte.
