Ankara'da siyasetin koridorlarında yankılanan bir isim var artık: Safi Arpağuş. Kim bu adam, diye soruyor herkes. Cevap, sandığınızdan çok daha renkli.
1967 yılında -evet, tam 57 yıl önce- Konya'nın taşrasında dünyaya gelmiş. Çocukluğu, Anadolu'nun o bildiğimiz sıcaklığında geçmiş. Liseyi bitirdikten sonra, heybesine bilgiyi doldurmak için Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne koşmuş. Mezun olur olmaz da, aynı fakültede asistan olarak kalmış. Akademik kariyeri, tırmanışa geçmiş.
Akademik Yolculuğu ve Yükselişi
Master, doktora... Derken, 2003'te doçent, 2009'da profesör unvanını almış. Tam bir bilim insanı yani. Ama sadece kitaplar arasında kaybolan biri değil. Yönetim işlerinde de oldukça başarılı.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde dekan yardımcılığı yapmış. Hatta bir dönem dekan vekilliği bile üstlenmiş. Yani, idari işlerden de anlıyor. Bu deneyim, şimdiki görevi için biçilmiş kaftan aslında.
Eserleri ve Akademik Katkıları
- Din psikolojisi üzerine uzmanlaşmış. Ruhun derinliklerine inmiş bir isim.
- Kitapları, makaleleri... Saymakla bitmiyor. Özellikle 'Din Psikolojisi' alanında önemli çalışmalara imza atmış.
- Yurt dışındaki sempozyumlarda, konferanslarda Türkiye'yi temsil etmiş. Uluslararası arenada da tanınıyor yani.
Evli ve dört çocuk babası. Aile hayatına da önem veren biri. Belki de bu yüzden, insanlarla iletişimi kuvvetli.
Neden Önemli Bu Atama?
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'de dinî hayatın merkezinde. Yeni başkanın, hem akademik bilgisi hem de idari tecrübesi, bu kurumu yönetmek için kritik öneme sahip. Arpağuş'un, dinî konularda toplumu aydınlatma ve yönlendirme misyonunu nasıl sürdüreceği, merakla bekleniyor.
Konya'dan Ankara'ya uzanan bu hikaye, aslında klasik bir 'başarı öyküsü'nden çok daha fazlası. İnanç, bilim ve yönetimin kesiştiği noktada duran bir ismin, ülkenin en önemli kurumlarından birinin başına geçişinin hikayesi.
Son dönemde -hepinizin malumu- toplumda dinî konular etrafında yaşanan tartışmalar düşünüldüğünde, Arpağuş'un rolü hiç de kolay değil. Ama o, hem akademik donanımı hem de sıcak Anadolu insanı kimliğiyle bu zorlu görevin altından kalkabilecek mi? Hep birlikte göreceğiz.
