Tam 102 yıl oldu... O unutulmaz 29 Ekim 1923'ten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti'nin hikayesi tüm ihtişamıyla devam ediyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu anlamlı güne özel yayımladığı mesajla milletin yüreğine dokundu adeta.
Yerlikaya'nın kelimeleri öyle sıradan bir kutlama mesajı değildi - her cümlesinde tarihin derinliklerinden gelen bir yankı, geleceğe uzanan bir umut vardı. "Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum" diyordu Bakan, sesinde hissedilen bir duygu yoğunluğuyla.
Cumhuriyet Ruhu ve Modern Türkiye'nin İnşası
Peki nedir bu Cumhuriyet ruhu? Yerlikaya'ya kulak verirsek... O, millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının ve Cumhuriyet'in ilanının -inanın- sadece tarihi bir dönüm noktası olmadığını vurguluyor. Daha fazlası: bir varoluş mücadelesinin, bağımsızlık ateşinin ve çağdaşlaşma yolculuğunun simgesi.
Şöyle bir düşünsenize... O günlerden bugünlere uzanan yolda neler yaşandı, neler. Bakan'ın da dediği gibi, bu topraklarda yaşayan herkes için Cumhuriyet, ortak paydamız, birleştirici gücümüz. Hiç kuşkusuz.
Birlik ve Beraberlik Vurgusu
Yerlikaya'nın mesajında en çok dikkat çeken -bana kalırsa- şu oldu: "Cumhuriyetimizin 102. yılını coşkuyla kutlarken, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendireceğiz." Bu sadece bir söz değil, adeta bir taahhüt. Milletçe kenetlenmenin, dayanışma ruhunun altını çizen güçlü bir ifade.
Günümüz dünyasında -hele ki şu küresel dalgalanmaların ortasında- bu birlik ruhunun kıymetini daha iyi anlıyor insan. Yerlikaya tam da bu noktaya parmak basıyor: "İstikbalimizin teminatı olan gençlerimize daha müreffeh bir Türkiye bırakmak için azimle çalışmaya devam edeceğiz."
Ve son sözleri yürekleri titretti: "Bu duygularla aziz milletimizin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor, gözlerinden öpüyorum." Öyle sıcak, öyle samimi bir dokunuş ki bu - resmiyetin soğukluğundan uzak, yürekten kopup gelen.
Cumhuriyetin 102. yılı kutlu olsun - nice yüzyıllara kadar!
