17 Ağustos Marmara Depremi'nin 26. Yılı: Devletin Artık 'Elimiz Kolumuz Bağlı' Dediği Günler Geride Kaldı!
17 Ağustos Depremi: 26 Yıl Sonra Neler Değişti?

Tam 26 yıl önceydi... Saatler 03:02'yi gösterdiğinde Marmara'nın derinliklerinden gelen o korkunç uğultu, 18 binden fazla cana mal olmuştu. Bugün ise o karanlık gecenin izleri hâlâ taze ama devletin 'biz bu işi çözdük' dediği noktada duruyoruz.

Depremin yaralarını sarmak için geçen çeyrek asır, afet yönetiminde adeta bir devrim yaşattı. Eskiden 'yetmez ama evet' dediğimiz önlemlerin yerini, artık somut adımlar aldı. Peki neler değişti?

Binalar Artık Daha Güvenli

O günlerde 'deprem yönetmeliği' denince akla gelen kağıt üzerindeki maddelerdi. Şimdi? Kentsel dönüşüm projeleriyle yenilenen semtler, çelik hasırlı betonlar ve sıkı denetimler... Tabii 'hâlâ eksikler var' diyenler de yok değil.

Afet Müdahalesinde Devrim

1999'da enkaz başında çaresiz bekleyişler artık tarih oldu. AFAD'ın kuruluşu, arama-kurtarma ekiplerinin profesyonelleşmesi ve teknolojik altyapı sayesinde müdahale süreleri kısaldı. 'İlk 72 saat' kuralı bile artık 'ilk 48 saat' olarak güncellendi desem yalan olmaz.

Uzmanların dilinde bir söz var: "Deprem öldürmez, bina öldürür." İşte tam da bu yüzden, son yıllarda zorunlu deprem sigortasından eğitim programlarına kadar her alanda ciddi mesafe kat edildi.

Peki Ya Halkın Hazırlığı?

Devlet tedbir aldı da, vatandaş olarak biz ne kadar hazırız? Deprem çantası hazırlayanların oranı hâlâ düşük, toplanma alanlarını bilenler sınırlı. Belki de asıl mesele, 'devlet baba bizi kurtarır' anlayışından kurtulmakta...

Şimdi soralım: 26 yıl sonra aynı acıları yaşamak istemiyorsak, bugünden ne yapmalıyız? Unutmayalım - deprem değil, hazırlıksızlık yıkar!