
Gece yarısı bile gözünü kırpmayan bir ülkenin lideri olmak kolay değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün gece yaptığı açıklamada adeta bir nöbetçi edasıyla konuştu: "Bizim için uyku diye bir lüks yok" dedi, kelimeleri özenle seçerek. Sanki her an patlamaya hazır bir saatli bomba üzerinde oturuyormuşçasına...
Öyle ya, son dönemde artan küresel gerilimler ve bölgesel istikrarsızlıklar, Türkiye'yi sürekli tetikte olmaya zorluyor. Erdoğan'ın "gece gündüz teyakkuz halindeyiz" sözleri boşuna değil. İçeride ve dışarıda gelişen her olayı anbean takip ettiklerini, adeta bir kartal keskinliğiyle izlediklerini vurguladı.
Güvenlik Ağı Genişliyor
Peki bu teyakkuz hali ne anlama geliyor? Şöyle ki:
- Sınır güvenliği iki katına çıkarıldı (kimse kusura bakmasın ama sızıntıya izin yok)
- İstihbarat birimleri 7/24 aktif modda
- Ekonomik tedbirler artırıldı - dış müdahalelere karşı adeta bir kalkan oluşturuldu
Bir yandan da şu var: "Yorgun düşmek yok" diyor Erdoğan. Sanki ülkenin her köşesine uzanan görünmez iplerle çekiyor her şeyi. Belki de haklıdır - sonuçta dünya hiç bu kadar hareketli olmamıştı.
Dış Politikada Denge Arayışı
Ortadoğu'nun çalkantılı sularında gemi yüzdürmek kolay değil. Bir yanda Rusya, diğer yanda ABD... Erdoğan'ın bu açıklamaları, aslında dış politikada da "tetikte olma" gerekliliğine işaret ediyor. Diplomasi masasında her kartın önemli olduğu bu dönemde, hamleler dikkatle planlanıyor.
Son dönemde yaşanan gelişmeler gösterdi ki - kimseye güvenmek yok! Belki de Erdoğan'ın bu uyanıklık çağrısı tam da bu yüzden. Ülke olarak tek yumruk olmanın tam zamanı diyor adeta.