O Kanlı Pusu Öncesi Çekilen O Fotoğrafın Şok Edici Hikayesi! İşte Kostebek Tim'in Görülmemiş Kareleri
Kostebek Tim'in Son Anları: O Fotoğrafların Hikayesi

Güneş, Hakkari'nin o engebeli dağlarına henüz yeni vurmuştu. O sabah, Kostebek Tim'in askerleri için sıradan bir operasyon günü başlıyor gibiydi. Kim bilebilirdi ki saatler sonra yaşanacak o korkunç pusuyu?

İşte o anlar... Tam da saldırıdan önce, tim üyeleri bölgedeki son keşiflerini yapıyordu. Askerlerimiz, o gün görevlerini büyük bir özveriyle yerine getirirken, objektiflere hiç bilmeden son anlarının görüntülerini yansıtmışlardı.

Son Keşif, Son Görüntüler

Fotoğraflara baktığınızda, yüzlerindeki kararlı ifadeyi görmemek mümkün değil. Her biri, vatan toprağının her karışını korumak için ant içmiş gencecik fidanlar gibiydi. Dağların zorlu koşullarında, belki de günlerdir uyumadan çalışıyorlardı. Ama yorgunluk, onların gözlerindeki vatan sevgisini asla silememişti.

O karelerde ne vardı biliyor musunuz? Sadece askerler yoktu. Bir tarih, bir destan, bir milletin güvenliği uğruna kendini feda eden kahramanların son anları vardı.

Pusunun İzleri

İşin tuhaf tarafı şu: O bölgede daha önce de benzer pusular kurulmuştu. Teröristler, adeta bir avcı gibi pusu kuracakları yeri günler öncesinden hazırlıyor, en ufak bir hatayı bekliyorlardı. Ama bizim askerlerimiz -ne yazık ki- her zaman tetikte olsalar da, bazen kaderin önüne geçmek mümkün olmuyor.

O fotoğrafları çeken kişi, belki de o an sadece bir görev belgesi oluşturduğunu düşünüyordu. Ama aslında, tarihe not düşüyordu. Bir destanın son sayfalarını yazıyordu farkında olmadan.

Acı Gerçek: Saatler Sonra...

Fotoğraflar çekildikten sadece birkaç saat sonra... O güzelim dağlar, bir anda cehenneme döndü. PKK'lı teröristler, pusu kurmuş, kahraman askerlerimiz şehit düşmüştü. O gencecik yüzler, bir daha gülemeyecekti. O kararlı bakışlar, bir daha vatan toprağını tarayamayacaktı.

Düşünün bir kere: O askerler, fotoğraf çekilirken ailelerini, sevdiklerini, memleketlerini düşünüyorlardı belki. Kimi annesine alacağı hediyeyi hayal ediyor, kimi doğacak çocuğunun ismini düşünüyordu. Hayat, onlar için tam da o anda durdu.

Bu fotoğraflar bize ne anlatıyor peki? Şunu: Terörle mücadele sadece rakamlardan, istatistiklerden ibaret değil. Her bir şehidin arkasında bir hayat hikayesi, bir aile, bir boşluk var. Ve bu mücadele, her gün, her saat devam ediyor.

Bir Daha Asla Unutulmamak Üzere

O kareler artık sadece fotoğraf değil. Bir veda mektubu, bir hatıra, bir ibret belgesi. Onlara bakan herkes, vatan uğruna canını feda eden bu kahramanları bir kez daha anıyor. Ve anmalı da...

Çünkü unutmak, ihanettir. Unutmak, onların şehadetlerine saygısızlıktır. Bu yüzden o fotoğraflar -ne kadar acı da olsa- her daim hatırlanmalı. Gençlerimize gösterilmeli. Bu vatanın her karış toprağının, hangi bedellerle korunduğu asla unutturulmamalı.

Son sözüm şu: Ruhları şad olsun. Mekanları cennet olsun. Ve onların bıraktığı bayrağı, bir daha asla yere düşürmeyelim.