Mirasımız Kudüs Derneği, insan hakları örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin katkılarıyla hazırlanan kapsamlı "Genişletilmiş 2025 Kudüs Raporu"nu kamuoyuna sundu. Rapor, 2025 yılı boyunca Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşanan insan hakları ihlallerini, demografik değişim politikalarını ve insani durumu detaylı verilerle ortaya koyuyor.
Rakamlarla İşgal Gerçeği: Şehitler, Tutuklamalar ve Ekonomik Baskı
Raporda paylaşılan veriler, bölgedeki durumun vahametini gözler önüne seriyor. Sadece Kudüs'te, 2025 yılı içinde 17 Kudüslü, işgal rejimi ve fanatik Yahudi yerleşimcilerin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Aynı dönemde 705 Kudüslü ise gözaltına alınarak tutuklandı.
İsrail güçleri, kentteki denetimi artırmak amacıyla 897 yeni kontrol noktası kurdu. Bu sıkı kontrol politikası, ağır ekonomik yaptırımlarla desteklendi. İmar kanunlarını ihlal ettiği gerekçesiyle Filistinli sakinlere toplam 20 milyon 228 bin dolar para cezası kesildi. Esnaf ve işletmelere uygulanan cezaların tutarı ise 60 milyon 445 bin doları buldu.
Ekonomik baskılar nedeniyle 302 dükkan ve atölye kapanmak zorunda kaldı. Ayrıca, 221 ev ve iş yeri yıkıldı, bu yıkımlar sonucunda 570 Kudüslü evsiz kaldı.
Yetkililerden Çarpıcı Açıklamalar: "Daha Önce Cesaret Edemediklerini Yapıyorlar"
Mirasımız Kudüs Derneği Genel Başkanı Muhammed Demirci, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünya kamuoyunun Gazze'ye odaklanmasını İsrail'in fırsata çevirdiğini belirtti. Demirci, "İsrail, bu durumu fırsata çevirerek Kudüs ve Batı Şeria'da daha önce cesaret edemediklerini yaptı ve yapmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı. "2025 raporumuz, önceki yıllara göre çok daha vahim, çok daha acı bir tabloyu ortaya koyuyor" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Kudüs'ün Kimliği ve Mescid-i Aksa Hedef Altında
Kudüs Araştırmacısı Dr. Fahri Ebu Diyab ise İsrail'in temel hedeflerinden birinin Kudüs'ün İslami kimliğini ve Mescid-i Aksa'yı değiştirmek olduğunu vurguladı. Ebu Diyab, "Bugün Kudüs'teki en tehlikeli uygulamalardan biri, Mescid-i Aksa ve çevresindeki kutsal alanlara yönelik kimlik değiştirme girişimleridir" dedi. Sözlerini, "Kudüs'te geçmişte Yahudi bir egemenlik varmış algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır" şeklinde sürdürerek, tarihi tahrif çabalarına işaret etti.
Rapor, uluslararası toplumu, İsrail'in Kudüs ve işgal altındaki diğer bölgelerdeki insan hakları ihlallerini durdurmaya ve Filistinlilerin temel haklarını korumaya çağıran verilerle son buluyor.
