Türkiye'nin orman varlığı açısından en zengin illerinden Düzce, emek tarihine geçen ilk orman işçisi grevlerinden birine ev sahipliği yaptı. 1960 yılının sonlarında, Düzce'nin dağ köylerinde tomruk taşıyan öküz arabacıları, ücret artışı talepleri karşılanmayınca toplu halde iş bıraktı. Bu eylem, kırsalda örgütlü talebin nasıl yankı bulduğunu gösteren önemli bir örnek olarak kayıtlara geçti.
Baltalar Asıldı, Teker Gıcırtıları Sustu
O dönemde ağaç kesimini tamamlayan köylüler, kesilen tomrukları öküz arabalarıyla ormandan düzlüklere indiriyordu. Ancak hayat pahalılığı karşısında kazançları yetersiz kalan arabacılar, işletmeden fiyat farkı talep etti. Talepleri reddedilince, yaklaşık 150 arabacı Eşkiyakaya düzünde toplanarak kritik bir karar aldı ve işi bıraktı. Köylük yerde 'grevin' pek bilinmediği o günlerde, bu durum 'ilk arabacı isyanı' olarak anıldı.
Gece Yarısı Operasyonu ve Grev Kırıcılar
İşletme Müdürlüğü, direnişi kırmak için bölge dışından iki at arabası getirdi. Ancak bu hamle, grevi sonlandırmaya yetmedi. Grevci işçilerden bir grup, gece yarısı at arabalarının arka koşumlarını söktü. Cimlo Emrullah, Hasan, Bolat Ali, Cin Hüseyin ve Çamoğlu Ömer adlı beş kişi, bu eylemi başarmanın gururuyla evlerine döndü. Sabah olup durum anlaşıldığında, at arabacıları bölgeden ayrıldı.
Bu gelişmeler üzerine, Orman İşletme Müdürlüğü'nden Köy İşleri Bakanlığı'na kadar uzanan bir süreçte arabacıların talebi kabul edildi ve birim fiyatta artış yapıldı. Arabacılar işbaşı yaptı, dingil gıcırtıları yeniden dere sularının şelale sesine karıştı. O yaz imeceler daha şen, güzün düğünler daha coşkulu oldu.
Bir Tanığın Dilinden: Numan Gümüş'ün Anıları
O günlerin canlı tanığı, emekli öğretmen Numan Gümüş'tür. 1947 Samandere doğumlu Gümüş, Habertürk'e yaptığı açıklamada, grevin kırsal hayatı nasıl etkilediğini şiirsel bir dille anlattı. Gümüş, "Kazanılacak para ile oğlan everilecek, kız verilecektir" diyerek köylünün beklentisini ve grev sonrasındaki neşeyi aktardı.
Öküz arabaları, 1945'lerden 1970'lere kadar bölgenin yükünü sırtladı. Ancak yollar açılıp kamyonlar gelince öküz arabacılarının hükmü sona erdi. 30 Haziran 1969 tarihli Cumhuriyet gazetesi, bu kez kamyonlu yılların zorluklarını, Cemal Ağa'nın Derdin dağındaki zorlu tomruk taşıma hikayesiyle gözler önüne serdi.
Şimşirlik ve Dekovil'in Hikayesi
Bölgenin önemli tomruk depolama alanlarından biri olan Şimşirlik, aynı zamanda Dekovil adı verilen dar demiryolu hattının son durağıydı. Usta belgeselci Sezgin Türk, burada yaşıyor ve "İstikamet Mazi: Dekovil'le" adlı belgeseli üzerinde çalışıyor. Türk, Şimşirlik'e olan bağlılığını, "O zamanların deneyimini bugüne taşımak, benim için hem bir borç hem de yüreğimi iyileştiren bir uğraş" sözleriyle ifade ediyor.
1961 Düzce öküz arabacıları grevi, sadece bir ücret talebi değil, aynı zamanda kırsal emeğin görünürlüğü ve yerel örgütlenmenin gücü açısından Türkiye işçi hareketi tarihinde özel bir yere sahiptir. Ormanın gölgesindeki bu direniş, bugünün okurlarına geçmişin emek mücadelelerinden güçlü bir ses getiriyor.