Gazze'de yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmeye devam ediyor. Öyle ki, bölgedeki durum o kadar vahim ki, artık rakamların bile anlam ifade etmediği bir noktaya geldik diyebilirim.
455 insan... Bu sadece bir sayı değil, her biri bir hikaye olan, umutları ve hayalleriyle birlikte toprağa düşen canlar. Açlığın pençesinde kıvranan bu insanlar için uluslararası toplumun sessizliği ise ayrı bir trajedi.
Rakamlar Değil, İnsan Hikayeleri
Aslında durumu anlatmak için rakamlara ihtiyacımız yok - ama maalesef insanlar ancak sayılar büyüdüğünde harekete geçiyor. Gazze'deki hastaneler adeta birer ölüm kampına dönüşmüş durumda. Doktorlar, ellerinde hiçbir şey olmadan, ilaçsız, ekipmansız mücadele veriyorlar.
Bir düşünün: Çocuğunuz açlıktan ağlıyor ve sizin verebileceğiniz tek şey biraz su. İşte Gazze'deki ebeveynlerin yaşadığı tam olarak bu.
Uluslararası Toplum Nerede?
Belki de en acı olanı, dünyanın gözü önünde yaşanan bu trajedinin seyirci kalınması. BM raporları, uluslararası kuruluşların uyarıları - hepsi havada kalıyor sanki. İnsan haklarından bahseden ülkelerin bu sessizliği gerçekten anlaşılır gibi değil.
Şu anda Gazze'de:
- Temiz suya erişim neredeyse yok
- İlaç stokları tükenmiş durumda
- Gıda yardımı yetersiz kalıyor
- Elektrik kesintileri hayatı felç ediyor
Ve bütün bunlar olurken, dünya seyrediyor. Sanki uzak bir gezegende yaşanan olayları izliyormuşuz gibi.
Çocuklar En Çok Etkilenenler
En kötüsü de çocukların durumu. Yetersiz beslenme nedeniyle çocuk ölümleri her geçen gün artıyor. Kimi zaman bir dilim ekmeğe hasret kalıyor minik bedenler. Bu görüntüleri izlemek, insan olarak hepimizi derinden yaralıyor aslında.
Peki ne yapılmalı? Bana kalırsa artık sözün bittiği yer burası. Acil insani yardım koridorlarının açılması, tıbbi malzeme ulaştırılması ve en önemlisi - bu insanlık dramına son verilmesi gerekiyor.
Unutmayalım ki, Gazze'de yaşananlar sadece bölge halkını değil, tüm insanlığın vicdanını yaralıyor. 455 sayısı sadece başlangıç gibi görünüyor - ve eğer harekete geçilmezse, bu rakamın katlanarak artması işten bile değil.
