Gazze'de yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçmeye devam ediyor. Neredeyse her gün yeni bir trajediyle uyanılan bölgede, rakamlar soğuk soğuk açıklanıyor ama ardındaki acıyı hiçbir sayı ifade edemiyor.
Resmi kaynakların paylaştığı son veriler ise yürek burkuyor - hayatını kaybedenlerin sayısı 66 binin üzerine çıkmış durumda. Yaralı sayısıysa tam 148 bine dayanmış. Bu rakamların her birinin bir insan, bir hayat, bir aile olduğunu unutmamak lazım.
İnsani Durum Her Geçen Gün Kötüleşiyor
Bölgedeki hastaneler adeta birer savaş alanına dönmüş durumda. Doktorlar sınırlı imkanlarla mucizeler yaratmaya çalışıyor ama - ne yazık ki - kaynaklar hızla tükeniyor. İlaç sıkıntısı, temel tıbbi malzeme eksikliği ve elektrik kesintileri sağlık çalışanlarını adeta çıkmaza sürüklüyor.
Yerleşim yerlerindeki yıkım ise tarif edilemez boyutlara ulaşmış. Evsiz kalan insanlar, açlık ve susuzlukla mücadele ediyor. Temiz suya erişim neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
Uluslararası Toplumun Sessizliği
Dünya ise bu insanlık dramına seyirci kalmaya devam ediyor. Uluslararası kuruluşların açıklamaları, diplomatik girişimler - hepsi yetersiz kalıyor. Sanki Gazze'de yaşananlar normalleşmiş gibi, kimse gerçek bir çözüm için adım atmıyor.
Belki de en trajik olanı, çocukların bu savaşın en masum kurbanları olması. Okulları, oyun alanları, gelecek hayalleri yerle bir olmuş durumda. Psikolojik travmalarının nesiller boyu süreceğini tahmin etmek zor değil.
Peki bu kısır döngü ne zaman son bulacak? Kaç can daha yitip gitmeli? Sorular çok, cevaplar yok maalesef. Gazze'de yaşam mücadelesi veren insanlar, dünyanın vicdanının sesini duymayı bekliyor - ama bu ses bir türlü yükselmiyor.