Gazze'deki Uygulamalar Apartheid Olarak Nitelendirildi: Uluslararası Mahkemeden Çarpıcı Tespit
Gazze'deki Uygulamalar Apartheid Olarak Nitelendirildi

Uluslararası arenada yankı uyandıracak bir karara imza atıldı Gazze'de. Mahkeme salonunda adeta zaman durdu o an... Çünkü söylenenler, bölgedeki gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyordu.

Filistinlilere yönelik uygulamaların detaylı şekilde incelendiği duruşmada, hakimler oldukça net ifadeler kullandı. "Bu durum basit bir insan hakları ihlali değil" dendi bir ara. Daha sistemli, daha yapısal bir ayrımcılıktan bahsediliyordu çünkü.

Apartheid Benzeri Uygulamalar Tespit Edildi

Mahkeme kayıtlarına geçen ifadeler gerçekten çarpıcı. Savcılık dosyasında, Gazze'deki politikaların uluslararası hukukta 'apartheid' olarak tanımlanan suçun unsurlarını taşıdığı belirtiliyor. Yani ırk ayrımcılığına dayalı bir sistemin varlığından söz ediyoruz burada.

Peki nedir bu apartheid? Aslında Güney Afrika'da yıllarca uygulanan ve dünyanın tepkisini çeken o sistemin modern bir versiyonu diyebiliriz. Ama bu sefer farklı bir coğrafyada, farklı aktörlerle...

  • Yerleşim yerlerinde ayrımcı uygulamalar
  • Hareket özgürlüğünün kısıtlanması
  • Temel insani ihtiyaçlara erişimde eşitsizlik
  • Yargılamalarda farklı standartlar

Bunlar sadece buzdağının görünen kısmı aslında. Mahkeme tutanakları çok daha vahim tablolar ortaya koyuyor.

Uluslararası Hukuk Açısından Kritik Önem Taşıyor

Bu karar sadece sembolik bir nitelik taşımıyor üstelik. Uluslararası hukuk açısından oldukça önemli sonuçlar doğurabilecek bir tespit bu. Çünkü apartheid, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendiriliyor.

Düşünsenize... Güney Afrika'daki uygulamalar nasıl uluslararası tepki çekmişse, şimdi benzer bir durum Ortadoğu'nun bu kadim topraklarında yaşanıyor. Tarih tekerrür mü ediyor yoksa?

Mahkeme sürecinde sunulan deliller arasında:

  1. Yerleşimci şiddeti vakaları
  2. İdari gözaltı uygulamaları
  3. Mülkiyet hakları ihlalleri
  4. Eğitim ve sağlık hizmetlerinde ayrımcılık

gibi başlıklar öne çıkıyor. Her biri aslında tek başına ciddi insan hakları ihlali sayılırken, hepsi bir arada düşünüldüğünde sistemli bir ayrımcılık tablosu ortaya çıkıyor.

Bölge Halkının Yaşadıkları

Gazze'de yaşayan Filistinlilerin günlük hayatta karşılaştığı zorluklar gerçekten içler acısı. Check-point'lerde saatlerce beklemek, hastaneye ulaşamamak, çocukların okula gidememesi... Bunlar artık olağan hale gelmiş durumda.

Bir düşünün - sabah işe gitmek için yola çıkıyorsunuz ama bir check-point'te saatlerce bekletiliyorsunuz. Belki de hiç geçemeyeceksiniz. Bu belirsizlikle nasıl yaşanır?

Mahkeme dosyalarında, bölgedeki Filistinli ailelerin yaşadığı travmalar da detaylı şekilde yer alıyor. Psikolojik şiddetin fiziksel şiddetten daha az yıkıcı olmadığını gösteriyor bu örnekler.

Sonuç olarak, bu karar sadece hukuki bir metin olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Uluslararası toplumun bu konuda ne yapacağı, nasıl tepki vereceği merak konusu. Bir dönüm noktası mı olacak yoksa raflarda unutulacak bir belge mi? Zaman gösterecek...

Ancak şu kesin: Gazze'deki insanlar için adalet arayışı devam ediyor. Ve bu mahkeme kararı, o arayışta önemli bir kilometre taşı olarak tarihe geçti.