Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) yayınladığı son Sosyal Bağlar ve Yalnızlık raporu, Avrupa'da gençlerin ve erkeklerin kendini en yalnız hisseden gruplar olduğunu ortaya koydu. Euro News tarafından haberleştirilen rapor, işsizler ve düşük gelirli bireylerin de yalnızlık hissi yaşama olasılığının iki kat daha fazla olduğunu belgeledi.
Sosyal Etkileşimde Çarpıcı Değişim
2006, 2015 ve 2022 yılları arasında 21 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmalar, arkadaşlar ve aileyle yüz yüze etkileşimin istikrarlı biçimde azaldığını gösterdi. Kovid-19 pandemisinden sonra ise uzaktan iletişimin önemli ölçüde arttığı tespit edildi.
2022 verilerine göre, son dört haftada "çoğu zaman" ya da "her zaman" yalnız hissettiğini söyleyenlerin oranı Fransa'da yüzde 11, Litvanya'da ise yüzde 9 seviyesinde kaydedildi. Bu oranlar, modern toplumlarda yalnızlığın ne kadar yaygın bir sorun haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Yalnızlığın Ciddi Sonuçları
OECD, sosyal etkileşim eksikliğinin ve yalnızlığın yılda 871 bin ölüme yol açabileceğini vurguladı. Raporda ayrıca yalnızlığın düşük iş performansı, işsizlik ve erken eğitim terkleriyle de doğrudan bağlantılı olduğu belirtildi.
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise "Gençlerin (özellikle genç erkeklerin) sosyal bağlarının zayıflamasının nedenleri henüz tam olarak anlaşılamadı" ifadesi oldu. Bu durum, konunun daha fazla araştırılması gerektiğini gösteriyor.
Dijital Teknoloji ve Yalnızlık İlişkisi
Dijital teknolojinin yalnızlık üzerindeki etkisine dair araştırmalar farklı sonuçlar verse de, çevrim içi davranış biçimlerinin belirleyici olduğuna dikkat çekildi. Uzmanlar, dijital iletişimin yüz yüze etkileşimin yerini tam olarak dolduramadığını ifade ediyor.
Yüz yüze temas açısından Yunanistan ve Slovenya öne çıkarken, Litvanya'da yaşayanların önemli bir kısmı son bir haftada yakın arkadaş veya ailesiyle hiç görüşmediğini bildirdi. Bu veriler, farklı ülkelerde sosyal bağların gücünün önemli ölçüde değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor.