Görevine son zamanlarda damga vuran isimlerden Fahrettin Altun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde adeta nefes kesen bir diplomasi trafiğine imza attı. Kimi çevrelerde 'iletişimin duayeni' olarak anılan Altun, yaptığı açıklamalarla Kıbrıs meselesine dair yeni bir soluk getirdi.
Aslında mesele şu: Kıbrıs'ta kalıcı barış nasıl sağlanır? Altun'a göre cevap son derece net - iki devletli çözüm. Evet, belki bazıları için bu çözüm yolu tartışmalı görünebilir ama Altun'un söyledikleri oldukça ikna edici.
Diplomasinin Kalbinden Yükselen Ses
Altun şunu özellikle vurguluyor: "Cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği gibi, Kıbrıs'ta sürdürülebilir bir barış ancak gerçekçi temeller üzerine inşa edilebilir." Bu sözler aslında tüm müzakerelerin özünü oluşturuyor. Gerçekçilikten uzak hayali projelerle mi ilerleyeceğiz, yoksa somut adımlarla mı?
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı görüşmede Altun'un yüz ifadesinden bile ne kadar kararlı olduğu anlaşılıyordu. İki isim arasındaki uyum, adeta Kıbrıs'taki Türklerin sesi olma konusundaki ortak iradelerini yansıtıyordu.
Neden İki Devlet?
Peki neden federal çözüm değil de iki devlet? Altun bunu şöyle açıklıyor: "Geçmişte yaşananlar gösterdi ki, federal modeller Kıbrıs'ın karmaşık gerçeklerine cevap vermekte yetersiz kalıyor." Haklı değil mi? Onlarca yıldır süren müzakereler ve hep sonuçsuz kalan görüşmeler...
Aslında işin özü şu: Kıbrıslı Türkler artık kendi kaderlerini tayin etme hakkını sonuna kadar kullanmak istiyor. Kimse onları ikinci sınıf vatandaş olarak gören bir sistem içinde yaşamaya zorlayamaz. Altun'un da dediği gibi, "Kıbrıs Türk halkının egemenliği ve eşitliği pazarlık konusu olamaz."
Belki de en çarpıcı nokta şuydu: Altun, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki tutumunun asla değişmeyeceğini, KKTC'nin varlığını ve güvenliğini garanti altına almaya devam edeceklerini söylerken, sesindeki o kararlı ton her şeyi anlatıyordu.
Uluslararası Arenada Yeni Bir Dil
Altun'un ziyareti sadece bir nezaket ziyareti değildi elbette. Bu, Türkiye'nin Kıbrıs politikasının adeta bir beyanıydı. Dünya kamuoyuna verilen mesaj ise son derece net: "Artık yeni bir sayfa açma zamanı."
Kim bilir, belki de Altun'un bu çıkışı uluslararası diplomaside yeni kapılar açacak. En azından Kıbrıs meselesinin çözümü için farklı bir pencere sunuyor. Zaten kendisi de "Yaratıcı ve gerçekçi çözümler üretmeye hazırız" diyerek bu istekliliği gösteriyor.
Sonuç olarak, Fahrettin Altun'un KKTC ziyareti ve yaptığı açıklamalar, Kıbrıs meselesine dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. İki devletli çözüm artık sadece bir seçenek değil, Türkiye'nin resmi politikası haline gelmiş görünüyor. Geriye tek soru kalıyor: Uluslararası toplum bu gerçeği ne zaman kabul edecek?
