Lefkoşa'da tarihi bir gün yaşanıyor. KKTC Cumhuriyet Meclisi, neredeyse oy birliğiyle -sadece iki ret oyuna karşılık- Kıbrıs meselesine dair iki devletli çözüm önerisini resmen kabul etti. Bu karar, adadaki siyasi denklemi tamamen değiştirecek nitelikte.
Mecliste yaşananlar gerçekten dikkat çekiciydi. Tüm partilerin -TDP hariç- bu öneriye destek vermesi, konunun ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor. Aslına bakarsanız, bu durum uzun süredir beklenen bir gelişmeydi ama bu kadar hızlı ve net bir şekilde sonuçlanacağını kimse tahmin edemezdi.
Ulusal Davada Kritik Adım
Alınan kararın detaylarına baktığımızda, gerçekten önemli maddeler var. KKTC'nin egemen eşitlik temelinde uluslararası statü kazanması gerektiği vurgulanıyor. Bu, sadece kağıt üzerinde bir ifade değil - pratikte çok ciddi sonuçlar doğuracak bir yaklaşım.
Peki ya Türkiye'nin rolü? Karar metninde açıkça belirtildiği gibi, Türkiye'nin garantörlük hakkı ve askeri varlığı tartışma konusu bile yapılamaz. Bu madde özellikle önemli çünkü adanın güvenlik mimarisinin temel taşını oluşturuyor.
Diplomatik Hamleler Hızlanıyor
Kararın hemen ardından hükümete verilen talimatlar da oldukça net: İki devletli çözüm modelini tüm uluslararası platformlarda aktif bir şekilde savunmak. Bu, BM Genel Kurulu'ndan Avrupa Konseyi'ne kadar tüm diplomatik kanalların seferber edileceği anlamına geliyor.
Rum tarafının tutumu ise içler acısı. Yıllardır masadan kalkıyorlar, müzakere sürecini sabote ediyorlar - şimdi de iki devletli çözüme karşı çıkıyorlar. Ama artık işler değişiyor gibi görünüyor. KKTC, kendi yol haritasını çiziyor ve bu sefer oldukça kararlı görünüyor.
Sonuç olarak, bu karar sadece bir meclis kararı değil. KKTC'nin uluslararası arenada kendi ayakları üzerinde durma iradesinin en net ifadesi. Önümüzdeki günlerde bu konuda çok daha fazla gelişme göreceğimiz kesin. Diplomasi trafiği hiç olmadığı kadar hareketlenecek gibi duruyor.
