Hani bazı sözler vardır, yürekleri ferahlatır, umutları yeşertir ya... İşte tam da öyle bir açıklama geldi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan. KKTC ve Kıbrıs Türkleri için adeta bir güvence niteliğinde.
Yılmaz, Türkiye'nin bu konudaki tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. "Biz oradayız ve orada olmaya devam edeceğiz" derken, her kelimesi tarihi bir sorumluluk bilinciyle seçilmişti sanki.
Dostluk Köprüleri Sağlam Ayakta
Kıbrıs'ın o sıcacık havasını, Türk bayrağının dalgalandığı o toprakları düşünün bir. Yılmaz'ın sözleri, bu topraklardaki kardeşliğin ne denli köklü olduğunu bir kez daha hatırlattı hepimize.
Aslında mesele sadece siyasi değil. Bu, yüzyıllara dayanan bir kader birliğinin, ortak acıların ve sevinçlerin ifadesi. Yılmaz tam da bu noktaya parmak basıyor - Türkiye'nin desteği asla gevşemeyecek, sönmeyecek bir meşale gibi.
Gelecek Vizyonu
Peki ne demekti bu "yanında olmak" ifadesi? Sadece diplomatik bir dayanışma mı? Hayır, çok daha fazlası. Ekonomiden güvenliğe, kültürel bağlardan insani ilişkilere uzanan kapsamlı bir işbirliği demekti bu.
Yılmaz'ın konuşmasındaki o kararlı ton, adeta şunu haykırıyordu: "Kıbrıs Türk'ü yalnız değil, yalnız kalmayacak!" Bu, sadece bugünü değil, yarınları da kapsayan tarihi bir taahhüttü.
Sonuç olarak - ve bunu net söylemek lazım - Türkiye'nin Kıbrıs politikasındaki istikrar, bölge barışı için de hayati önem taşıyor. Yılmaz'ın mesajı, bu anlamda sadece KKTC'ye değil, tüm bölgeye verilmiş bir güvence niteliğinde.