
Dün akşam saatlerinde adliye koridorlarında duyulan fısıltılar, bugün resmiyet kazandı. Savcılığın "açık ve net" talimatına rağmen, bir mahkemenin tam tersi yönde karar alması hukuk çevrelerini adeta ayağa kaldırdı. "Bu nasıl olabilir?" diye soranların sayısı hiç de az değil.
Olay, geçen hafta başlayan bir duruşmanın ikinci celsesinde patlak verdi. Savcının "deliller yetersiz" gerekçesiyle dosyayı kapatma talebi, hakim masasında beklenmedik bir şekilde reddedildi. Üstelik bu red kararı, savcılık makamının yazılı emrine rağmen verildi.
Hukukçular şaşkın: "Emir komuta zinciri kırıldı"
Ankara Barosu'ndan avukat Mehmet Yılmaz, "20 yıllık meslek hayatımda böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum" diyerek olayın ciddiyetine dikkat çekti. Yılmaz'a göre bu karar, yargı sistemindeki hiyerarşiyi alt üst eden nitelikte.
- Savcılık 3 kez yazılı uyarı yaptı
- Hakim kararında "üstün yarar" gerekçesini öne sürdü
- Kararın temyize gideceği öğrenildi
Adalet Bakanlığı'ndan gelen ilk tepki ise oldukça sert oldu. Kaynaklar, bakanlığın "derhal inceleme başlattığını" ve konunun takipçisi olacağını belirtti. Peki bu karar yargı bağımsızlığı mı, yoksa bir disiplinsizlik örneği mi? Cevabı önümüzdeki günlerde netleşecek.
"Kırmızı çizgi aşıldı" iddiaları
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ayşe Kaya, "Burada ciddi bir sistem arızası var" yorumunu yaparken, bazı çevreler ise kararın siyasi arka planı olabileceğini iddia ediyor. Tabii bunlar şimdilik söylentiden ibaret.
Mahkeme heyetinin neden böyle bir karar aldığı ise merak konusu. Kimilerine göre bu, basit bir yanlış anlaşılma. Kimilerine göreyse kasıtlı bir meydan okuma. Gerçekler ortaya çıktıkça, bu skandalın boyutları daha net anlaşılacak gibi görünüyor.