
İstanbul adliyeleri bugünlerde hiç olmadığı kadar hareketli. Öyle ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki iddia edilen yolsuzlukların ortaya çıkarılması için başlatılan soruşturmada, tanıklığıyla öne çıkan isimlere yönelik ciddi tehditler gündeme geldi. Bu, sıradan bir dava dosyası değil; içinden çıkılmaz iddialarla dolu, karmaşık bir yumak.
Olayın merkezinde, İBB'deki sözde usulsüzlüklerle ilgili ifade veren üç isim var: Adem Soytekin, Ertan Yıldız ve Aziz İhsan Aktaş. Savcılık önünde detaylı açıklamalarda bulunan bu kişiler, sonrasında beklenmedik bir şekilde tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını iddia etti. Peki, neden? Kim, niye bu kadar rahatsız oldu?
Savcı Karşısındaki İfadeler ve Ardından Gelen Karanlık Bulutlar
Adem Soytekin'in savcılık ifadesi, olayın belki de en çarpıcı kısmı. Soytekin, İBB'deki belirli ihaleler ve finansal akışlar hakkında oldukça spesifik detaylar paylaştığını belirtti. Ancak ifadesinin hemen ardından, kendisine 'daha dikkatli olması' yönünde üstü kapalı mesajlar geldiğini öne sürdü. Telefonla gelen bir ses, "Bildiklerini unutman senin için iyi olur" demiş adeta. Korkutucu, değil mi?
Ertan Yıldız'ın yaşadıkları ise daha da gizemli. Yıldız, soruşturma kapsamında dinlendikten sonra evinin önünde tanımadığı kişiler tarafından gözlemlendiğini fark ettiğini söylüyor. Araç plakalarını not aldığını iddia eden Yıldız, bu durumu savcılığa bildirdi. Aziz İhsan Aktaş ise iş yerinde maruz kaldığı psikolojik baskıdan bahsediyor. "Sürekli bir gözaltında hissettim kendimi" diyor ve ekliyor: "Anladım ki, bazı gerçeklerin üstü örtülmek isteniyor."
Peki, Bu Tehditler Soruşturmayı Etkiler mi?
Hukukçulara göre, tanık tehdidi çok ciddi bir suç. Soruşturmanın seyrini değiştirebilecek, hatta delil yok edilmesine kadar varabilecek bir durum. Savcılık makamlarının bu iddiaları ne kadar ciddiye aldığı ise merak konusu. Tanıkların güvenliği sağlanmazsa, gelecekte kimse doğruyu söylemeye cesaret edemez. Bu, adaletin önündeki en büyük engellerden biri.
İstanbul'da siyasi ve bürokratik çevreler ise bu gelişmeleri endişeyle takip ediyor. Kimileri, bu tehditlerin soruşturmanın ne kadar doğru bir yolda ilerlediğinin kanıtı olduğunu düşünüyor. Kimileriyse, bazı gerçeklerin su yüzüne çıkmak üzere olduğunu ve bundan rahatsız olanların olduğunu söylüyor. Kısacası, İstanbul'da toz dumanın bir türlü durulmadığı bir dava daha… Son perdeyi hep birlikte izleyeceğiz.