
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesinde patlak veren ve kamuoyunu oldukça meşgul eden yolsuzluk iddialarına dair soruşturmada, adeta bir bomba daha patladı. Davanın seyrini değiştirebilecek nitelikte bir karara imza atıldı.
Neredeyse her kafadan ayrı bir sesin çıktığı bu dosyada, dört isim için önceki gün verilen ev hapsi tedbiri, savcılığın yeni değerlendirmesi neticesinde kaldırıldı. Yerine ise –beklentileri altüst eden bir hamleyle– adli kontrol şartı getirildi. Peki bu ne anlama geliyor? Hukuk camiası, 'şartlardaki değişimin, dosyadaki delil durumunun seyrine işaret ettiğini' fısıldıyor.
Savcılıktan Kritik Hamle: Tedbir Değişikliği
Olayın merkezindeki savcılık, yürüttüğü soruşturma kapsamında, söz konusu dört şüphelinin evlerinde kapalı kalmasına yönelik hükmü yeniden mercek altına aldı. Elde edilen yeni bilgiler ve delil zincirindeki genişleme, karar değişikliğinin ardındaki ana motivasyon olarak öne çıkıyor. Savcılık, “şüphelilerin kaçma veya delilleri karartma riskinin, adli kontrol ile önlenebileceği” kanaatine vardı. Bu, tabii, dosyanın seyri açısından oldukça konuşulacak bir dönüm noktası.
Adli kontrol; yurt dışına çıkma yasağı, belirli aralıklarla kolluk kuvvetlerine imza atma gibi –sıkıcı ama etkili– şartları beraberinde getiriyor. Yani, sanıklar evlerinden çıkabilecek fakat gözlem altında olacaklar.
Dosya Kalın, Soru İşaretleri Büyük
Savcılık, soruşturmanın hâlâ aktif ve oldukça geniş bir çerçevede devam ettiğinin altını çizdi. Dosyanın kabarıklığı, işin ne denli ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. İstanbul’un en kritik kurumlarından birinde yaşanan bu hengâme, vatandaşın devlet kurumlarına olan güvenini bir kez daha sorgulatıyor. Herkesin tek bir sorusu var: “Davanın son perdesinde başrolde kim olacak?”
Bu karar, hukuki sürecin canlı ve dinamik olduğunu gösterirken, aynı zamanda önümüzdeki günlerde daha başka sürprizlerle de karşılaşabileceğimizin bir işareti. Heyecanla –ve tabii biraz da endişeyle– yeni gelişmeleri bekliyoruz.