
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Başkan Ekrem İmamoğlu, finansal bir operasyonla ilgili olarak sarsıcı iddiaların odağında. Ortaya atılan iddialar, kamu kaynaklarının akışıyla ilgili ciddi soru işaretleri doğuruyor. Durum öyle karmaşık ki, anlatması bile insanın aklını karıştırıyor.
Olay şu: İBB'nin yurtiçi bankalardan alabileceği kredi limiti dolmuş. Limit aşımı sonrası belediye, kaynak arayışını yurtdışına yöneltmiş. Peki ya sonrası? İşte asıl bomba da burada patlıyor. Yurtdışından temin edilen bu kaynağın, doğrudan belediyenin hazinesine değil de, İBB iştiraki olan özel bir şirketin hesabına aktarıldığı iddia ediliyor. Yani, kamuya ait olması gereken bir kredi, özel bir hukuk tüzel kişisine geçmiş olabilir.
İşin Hukuki Boyutu: Bu Hamle Yasal mı?
Konuyla ilgili görüşüne başvurulan hukukçular, durumu oldukça net ifadelerle yorumluyor. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na göre, kamu kaynaklarının bu şekilde özel bir şirkete aktarılmasının önünde ciddi hukuki engeller var. Kanun, buna izin vermiyor. Yani, ortada yasalara aykırı olduğu iddia edilen bir işlem söz konusu.
Bir avukat, 'Bu, kamu kaynağının usulsüz bir şekilde özel bir hukuk sübjesine aktarılması anlamına gelebilir' diyerek durumun vahametini gözler önüne seriyor. İşin teknik detaylarına girmek gerekirse, belediyenin böyle bir işlemi yapabilmesi için çok sıkı şartlar var ve bu şartların sağlandığı şüpheli.
Muhalefet Tepkisi ve Siyasi Yansımalar
Muhalefet kanadı, bu iddiaları hemen siyasi bir silaha dönüştürdü. CHP'li İmamoğlu'nu, 'kamu kaynağını hortumlamak'la suçluyorlar. Tabii bu, Türkiye siyasetindeki o bildik, keskin ve amansız söylem savaşlarının bir yansımasından başka bir şey değil. Taraflar birbirlerini suçlarken, vatandaşın kafası ister istemez karışıyor.
Peki, bu durum İmamoğlu'nun siyasi kariyerini nasıl etkiler? Şimdilik bunu kestirmek zor. Ancak, seçimle iş başına gelmiş bir belediye başkanı için böyle finansal iddiaların gündeme gelmesi, hiç şüphesiz ki istenmeyen bir gelişme.
Sonuç Yerine: Sorular Cevapları Bekliyor
Ortada cevaplanması gereken bir sürü soru var. İBB bu işlemi neden yaptı? Yurtdışından temin edilen kaynağın şartları neydi? Bu kaynağın özel şirkete aktarımına dair yasal bir dayanak var mı? Tüm bu sorular, İBB yönetiminin kamuoyuna yapacağı açıklamayı bekliyor. İstanbul halkı, kendilerine ait olan kaynakların akıbetini haklı olarak merak ediyor. Bu skandal iddianın peşini bırakmayacağa benziyor.