
Tamam, dürüst olalım. Sahada oyun kurmak, topa sahip olmak, hücum organizasyonları... Hepsi güzel de, maç kazanmanın temelinde yatan o acımasız gerçeği kimse Fenerbahçe'ye söylememiş mi? İkili mücadele kazanılmadan, üç puan diye bir şey yok. Nokta.
Geçen hafta oynanan maç, aslında her şeyi gözler önüne serdi. Rakip, orta sahada adeta bir örümcek ağı ördü. Bizimkiler? Topa sahip olmak için değil, sanki pikniğe çıkmışlar gibiydi. Öyle bir manzara ki, taraftar olarak insanın içi acıyor. 'Nerede bu takımın mücadele ruhu?' diye sormaktan kendini alamıyor insan.
İstatistikler Ne Söylüyor? (Ve Aslında Hepimizin Hissettiği O Şey)
Rakamlara baktığımızda, durum içler acısı. İkili mücadelelerdeki başarı oranı %40'ların bile altına düşmüş durumda. Bu ne demek biliyor musunuz? Sahada 10 dakika boyunca topu kapmak için uğraşıyorsunuz, sonra bir bakıyorsunuz rakip bir kontra atakla golü atıvermiş. Sinir küpü!
- Orta saha adeta bir geçit töreni alanına dönüşmüş durumda. Rakip oyuncular istedikleri gibi dolanıp duruyor.
- Top kaybı sonrası tepki süresi... Off, onu hiç sormayın. Sanki herkes bir anlığına donup kalıyor.
- Press yapmak? Unutun gitsin. Koşu mesafeleri o kadar düşük ki, antrenmanda mı oynuyorlar yoksa resmi maçta mı, belli değil.
Jorge Jesus'un bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum doğrusu. Acaba o da tribündeki bizim gibi mi bağırıp çağırıyor, yoksa bu durumu kabullenmiş mi?
Peki, Çözüm Ne Olabilir?
Bana kalırsa işin özü antrenmanlara dayanıyor. Evet, teknik direktörlük kariyerim yok (en azından henüz!), ama 20 yıllık futbol izleyicisi olarak söylüyorum: Bu iş tatbikatla çözülür. Sert, yoğun, topa sahip olmadan önceki o kısa ama kritik anlara odaklanan antrenmanlar.
- Öncelikle, oyuncuların mentalitesini değiştirmek şart. Kaybedilmiş top, geri alınması gereken bir servettir.
- İkincisi, fiziksel hazırlık. Mücadele etmek için güç ve dayanıklılık şart.
- Ve son olarak, takım olarak koordinasyon. Press yapmak bir kişiyle olmaz, bir bütün halinde hareket etmek gerek.
Sonuç olarak, Fenerbahçe'nin şampiyonluk yarışında kalabilmesi için bu sorunu acilen çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde, sezon sonunda ellerinde sadece 'güzel oynayıp kaybettiğimiz maçların' hikayeleri kalır. Ve kimse o hikayeleri dinlemek istemez.