5.000 Yıllık Şok: Dünyanın En Eski Beyin Ameliyatına Ait İzler Türkiye'de Ortaya Çıktı!
5.000 Yıllık Beyin Ameliyatı İzleri Bulundu!

İnsanlık tarihini yeniden düşündürecek bir keşifle karşı karşıyayız. Arkeologlar, tamı tamına beş bin yıl önce yaşamış bir bireyin kafatasında, beyin ameliyatına dair tartışmasız izler buldu. Bu, sadece tıp tarihini değil, medeniyetin gelişimine dair tüm bildiklerimizi alt üst edecek nitelikte.

Düşünsenize, günümüzden 50 asır önce, ne steril koşulların ne de modern cerrahi aletlerin varlığından söz edilebilecekken, biri çıkıp bir insanın kafatasını açmaya cesaret etmiş. Üstelik bu cesaret işe de yaramış görünüyor çünkü kafatasındaki iyileşme izleri, hastanın operasyon sonrasında hayatta kaldığını gösteriyor. Kim bilir, belki de o dönemin dahileri, bizim tahmin edemeyeceğimiz kadar ileri bir tıbbi bilgiye sahiplerdi.

Trepanasyon: Taş Devrinden Kalma Bir Cerrahi Mucize

Bu ameliyat tekniğinin adı 'trepanasyon'. Kulağa fantastik bir roman terimi gibi gelse de, aslında tarihin en eski cerrahi müdahalelerinden biri. İlkel aletlerle kafatasında bilinçli olarak bir delik açılması işlemi... Delik açma işlemi diyorum ama hadi canım, o devirde bu nasıl mümkün olabilir ki? İşte arkeologların cevabı: Keskinleştirilmiş taşlar ve obsidyen aletlerle.

Bulgu, Anadolu'nun kadim topraklarında, Derince'deki bir kazı alanında gün yüzüne çıkarıldı. 20-30 yaşlarındaki bir erkeğe ait olduğu düşünülen kafatası, bilim insanlarını hayrete düşürdü. Kafatasının ön bölgesinde, düzenli ve kontrollü bir şekilde açıldığı belli olan bir delik var. Kenarlarındaki iyileşme belirtileri ise -inanın bana- görenleri hayran bırakıyor.

Ameliyat Sonrası Hayatta Kalmayı Başarmış!

Aslında şaşırtıcı olan sadece ameliyatın yapılmış olması değil. Hastanın bu ilkel koşullarda, böyle riskli bir operasyonun ardından hayatta kalabilmiş olması. Kafatasındaki kemik dokusunun yeniden büyümeye başlaması, en azından birkaç ay yaşadığının kanıtı. Acaba ne için yapılmıştı bu ameliyat? Belki de şiddetli bir baş ağrısından kurtulmak için, belki bir kaza sonucu oluşan kafa travmasının tedavisi için... Kim bilir?

Kocaeli Müze Müdürlüğü başkanlığındaki kazılar, İstanbul Üniversitesi'nden uzmanların katılımıyla sürdürülüyor. Yetkililer, bu keşfin Anadolu'nun tıp tarihine dair bildiklerimizi kökten değiştireceğini söylüyorlar. Bölgenin, binlerce yıl önce bile ileri düzeyde tıbbi bilgiye sahip medeniyetlere ev sahipliği yaptığı artık kesinlik kazanıyor.

Peki ya sizce o dönemin insanları, böyle karmaşık bir operasyonu nasıl başarmış olabilirler? Hijyen koşulları nasıl sağlanmıştı? Ağrı kesici olarak ne kullanmışlardı? Bu soruların cevapları belki asla tam olarak bilinemeyecek. Ama şu bir gerçek ki, atalarımızın cesareti ve bilgeliği karşısında saygıyla eğilmekten başka çaremiz yok.

Bu inanılmaz keşif, sadece Türkiye'nin değil, tüm insanlık tarihinin ortak mirası. Belki de tarih kitaplarının yeniden yazılması gerekecek. Kim bilir, daha keşfedilmeyi bekleyen ne kadar çok sır var topraklarımızın altında...